Halkımıza ve Kamuoyuna!

Ancak sürecin doğru temelde ilerleyebilmesi için bizler üzerimize düşen görevleri yapar...

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı

29.06.2013

Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak Önder Apo tarafından başlatılan Demokratik Çözüm Süreci çerçevesinde Kürt sorununun çözümü için her türlü fedakarlığı ve çabayı sergilemekteyiz. Esir devlet görevlilerinin serbest bırakılması ardından ilan edilen ateşkes ve son olarak Kuzey Kürdistan’da bulunan gerilla güçlerimizi Güney Kürdistan’a çekmek suretiyle zamanın ruhuna en uygun bir şekilde hareket etmekte ve Kürt halkının barışçıl yüzünü tüm dünyaya duyurmuş bulunmaktayız.

Ancak sürecin doğru temelde ilerleyebilmesi için bizler üzerimize düşen görevleri yaparken, Türk devleti ve hükümeti ise maalesef üzerine düşen görevleri yerine getirmekte ketum davranmaktadır. Her ne kadar imha amaçlı operasyonlar durdurulmuş olsa da, yeni karakol yapımları, baraj inşaları, keşif faaliyetleri ve halk hareketlerini sindirmeye dönük girişimler arttırılarak devam etmektedir.

Tüm bunlar bir yandan halkımızın belleğindeki “acaba” sorularını gündemleştirirken, diğer yandan ise özellikle de sorunun çözümünden rahatsız olan kesimlere ortamı bozmak için zemin sunmaktadır. AKP hükümetinin atmadığı her adım süreci sarsmak isteyenlere yeni şanslar tanımaktadır. Bu temelde halkın en demokratik haklarından birisi olan yürüyüşlere bile saldırılmakta, insanların evleri ve köyleri gece yarıları taranmakta, gencecik insanlar ülkenin herhangi bir yerinde şehit edilebilmektedir.

Önceki gün Dersim’in Kanoğlu Köyü’ne dönük kontra birliklerin yapmış olduğu saldırının toplumda bıraktığı izler daha taptazeyken, dün Lice’nin Kayacık Köyü’nde askerlerin barış isteyen köylüleri hunharca tarayarak Medeni Yıldırım isimli Kürt gencini katletmeleri, niyetleri daha net ortaya koymaktadır. Halkların kardeşliği yolunda halkımızın attığı adımların karşılığı, Kürdistan doğasının imhası, Kürt siyasetçilerinin ve onurunu savunan Kürt yurtseverlerinin zindanlara atılması ve bütün bunlara “Êdî Bes e!” diyen Medeni’lerin katledilmesi olmaktadır. 

Kürdistan’da yaşanan savaşın doruklarda seyrettiği ‘90’lı yılların başlarında dünyaya gözlerini açan Medeni Yıldırım isimli gencimiz, doğduğu topraklarda huzuru ve halkların kardeşliğini göremeden yaşama veda etmiştir. Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Hamlesi’nin ilk şehidi olan Medeni Yıldrıım’ı saygıyla anıyor, anısını Kürt halkının kurtuluş ve özgürlük mücadelesini başarıya taşıyarak yaşatacağımızın sözünü veriyoruz. Değerli Yıldırım ailesine başsağlığı diliyor, aynı olayda yaralanan tüm yurtseverlerimize acil şifalar temenni ediyoruz. Tüm yurtsever Kürdistan halkını bu vahşi katliam ve saldırılara karşı sessiz kalmamaya, Medeni Yıldırım’ın anısına sahip çıkarak demokratik tepkisini ortaya koymaya çağırıyoruz.

Bugün başlamış bulunan ve Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Hamlesi’nin birer parçası olarak Önder Apo’nun önerdiği 4 konferanstan birisi olan Avrupa Barış ve Demokrasi konferansı,  Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü yolunda önemli bir rol oynayacak olan değerli bir çalışmadır. Küreselleşmenin doruklara ulaştığı çağımızda Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin de uluslararası süreçlerle bağlantılı bir durum olduğu aşikardır. Bu nedenle Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünün sadece Türkiye sınırları dahilindeki bir mücadeleyle başarılması beklenebilir bir durum değildir. Bu açıdan barış ve demokratik çözüm sürecinin yurtdışı ayağına da önemle ihtiyaç vardır. Bu çerçevede yurtdışındaki yurtsever Kürdistanlıların, Türkiyeli devrimci-demokrat çevrelerin ve yabancı dostların bir araya gelerek oluşturduğu bu anlamlı platformu selamlıyor, üstün başarılar diliyoruz.

29 ve 30 Haziran tarihleri Kürt halkının özgürlük mücadelesinde önemli birer gün olarak halkımızın tarih sayfalarında yerlerini almıştır. Anadolu ve Kürdistan halklarının ortak emeğiyle yaşamsallaşan Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra haksızlığa uğramış olan Kürt halkının haklarına kavuşması yolundaki ilk isyanın önderi olan Şêx Saîd ve 46 arkadaşını idam edilişlerinin 88. yıldönümünde saygıyla anıyoruz. 88 yıl önce onların başlattığı haklı özgürlük davasını başarıya taşırarak anılarını yaşatacağımızın sözünü yineliyoruz.

İnkara ve sömürgeciliğe karşı onur savaşı veren ve 29 Haziran’da idam edilen Şêx Saîd ve arkadaşlarının büyük özgürlük davasını yeniden filizlendiren Apocu hareket, tarihi kişilikler yaratarak kadının, Kürdistan halkının ve insanlığın özgürlük umudunu hakikate dönüştürmüştür. Kahraman Kürt kızı Zîlan (Zeynep Kınacı) 30 Haziran 1996 günü Dersim’de gerçekleştirdiği fedai eylemle Apocu çizgide kararlıca yürüyüşün, büyük düşünmenin, özgür yaşamın ve onun eyleminin sahibi olmuştur. Önder Apo’ya bağlılığını fedai tarzda örgütleyerek kadının ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinin öncülüğünü yapan Zîlan yoldaş, ruhunu, bedenini ve her hücresini ayaklandırarak, ‘Nasıl Yaşamalı?’ sorusuna cevap olmuştur. “Canımdan başka verecek bir şeyim olsaydı, onu da seve seve verirdim” diyerek manifesto yazan Zîlan yoldaş, gerçekleştirdiği bu eylemle aynı zamanda askeri taktik olarak da yeni bir dönemin sayfasını açmıştır. Emir erleri olarak büyük komutanımız Zîlan yoldaşı ve onun ardılları olarak şahadete ulaşan tüm fedai militanlarımızı bir kez daha minnetle anıyor, onların fedai çizgisinden şaşmayarak halkımızın özgürlüğü mücadelesini başarıya ulaştıracağımızı belirtiyoruz