Yaşam, uğruna ödenecek hiçbir şeyden çekinilmediğinde özgür kılınabilinir ancak...
PKK Yürütme Komitesi
14 Temmuz Direniş ruhunda gerçekleşen hakikat Kürt halkının özgürlük teminatıdır
14 Temmuz büyük ölüm orucu direnişinin 31. yıl dönümündeyiz. Bu görkemli yıl dönüm ünde parti ve halk olarak ulusal diriliş günümüzü “Demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa” hamlesinin bilinci, kararlılığı ve coşkusuyla karşılıyoruz.
14 Temmuz büyük kararlılığı, yok oluşa doğru sürüklenmek istenen özgür bir yaşamı ve ulusu yeniden diriltme adı olan, özgürlük hakikatiyle buluşmasının sağlandığı günün adıdır. Bu kararlılık ve kahramanlığa rengini veren budur. Bu kararlılık ve kahramanlığı anlamlandıran büyük hakikat aşkı, toplumsallık bilinci ve fedakârlığın yaşamın ölümle sınandığı bir zaman diliminde özgürlüğün yükselen çığlığı olarak ortaya çıkıp anlam bulmuştur. Özgür bir halk için kahramanlaşmanın adı, demokratik bir ulus ve özgür bir yaşam için ölümüne direnişin diğer adı olarak ortaya çıkmıştır Amed zindanında.
Yaşam, uğruna ödenecek hiçbir şeyden çekinilmediğinde özgür kılınabilinir ancak. Ortak ve komünal yaşam, uğruna ölümlere gidilip-gelindiğinde anlam kazanır ancak. Bu komünal ve özgürlük gerçekliği; her şeyin anlamsızlaştırılmaya çalışıldığı bir coğrafyada gerçekleştirilir. Öyle bir coğrafya ki; insanlığın doğuşuna yataklık etmiş, ama gelinen nokta itibarıyla insanlık dışı her şeye maruz bırakılmıştır.
Amed zindanında uygulanan vahşet bu coğrafyada kalan son insanlık kırıntılarını da yok etme girişimiydi. Ancak parti kahramanlarımız, fedai ruhla yoğrulmuş parti öncülerimiz bu gidişatı tersine çevirmişlerdir. Büyük zaferleri düşleyerek Mezopotamya topraklarında sömürgeci ve talancı zihniyet yapılarına karşı büyük direnip, büyük savaşmışlardır. Bu anlamda, Amed zindanında yaşanan sadece vahşet, işkence, insanlık dışı uygulamalar değildir. Aynı zamanda ondan da büyük bir özgürlük çığlığı, yaşam direnişi ve sonrasında yaşanan kahramanlaşma gerçekliğidir. Amed’i Amed yapan bu kahramanlar şahsında gerçekleşen özgürleşme düzeyi ve direniş gerçekliğidir. Bu gerçeklik, Mazlum Doğan yoldaşın direnişiyle başlayan, Dörtlerle büyüyen ve 14 Temmuzda Kemal, Hayri, Akif ve Ali’lerin şahsında zirveleşen geleneğin adıdır.
Bu gelenek bugün halk ve hareket olarak yaşadığımız Önderliksel gelişme, partileşmede ki kararlılık ve özgür yaşamı inşa ısrarımızın temelini oluşturmaktadır. Bu anlamda 14 Temmuz büyük ölüm orucu halk iradesinin açığa çıkarıldığı, demokratik uluslaşma ve doğru ve özgür bir yaşam kararlılığın hayat bulduğu günün adıdır. Bugün de gerçekleşen hakikat, kendini örgütlü ve özgür kıldığı kadro gerçekliğinin nelere kadir olduğunun göstergesidir. Özgürlüğün en derin haliyle yaşama bağlı olanlar, insanlık değerleri uğruna hakikate yürümüş ve hakikatleşmişlerdir. 14 Temmuz büyük ölüm orucunun hakikatleşmesi, partileşmedeki tüm anlam düzeylerinin yoğunlaşmış biçimi olarak ortaya çıkmıştır. Bu yoğunluk ve anlam bütünlüğü, Kürdistan özgürlük bilinci ve Kürt halkının toplumsallaşmasının mayasıdır.
Bu gerçeklik dörtler şahsında ateşle sınanan hakikatin 14 Temmuz kahramanlarınca bir kez daha tarih sahnesine taşınmasıdır. 1982 yılının 14 Temmuzun ’da, Amed zindanında sergilenen büyük direniş ruhu ile tarihe düşülmesi gereken notlar düşülmüş, söylenmesi gerekenler söylenmiş, hakikati yargılayanlar sanık sandalyesinde yargılanır konuma geçmişlerdi. Hayri, Kemal, Akif ve Ali’nin şahsında tarih konuşuyordu artık. Hayat gerçek rengine kavuşmuş, hakikat doğru alanda yol almanın en derin halini yaşıyordu. Teslimiyete, ihanete, doğruyu ve adaleti zedeleyen vahşete karşı, hakikat üzerinde inşa edilen bir barikat gerçekliğine ulaşılmıştı Hayrilerin şahsında. ‘Kendini tanı’ gerçekliğinde gizli olan doğru yol bulunmuştu Kemal’in kararlı duruşunda. Mazlum’un ‘direniş zafere teslimiyet ihanete götürür’ belirlemesi temelinde hakikati kendilerinde yeniden yaratan 14 Temmuz kahramanları ‘ne arasan kendinde ara, ne bulacaksan kendinde bul’ gerçekliğinin en yalın halini sergilemişlerdi direnişlerinde.
Eğer hakikat doğruya ulaşmaksa, eğer hakikat gerçekleri yaşatmaksa, eğer hakikat kendini bir başkasında yaşatmaksa, eğer hakikat paylaşmanın doruğunda olmaksa ve eğer hakikat var olmanın en derin halini yaşamaksa o zaman, yeni yaşamın temsilcileri olan Hayri, Kemal, Akif ve Ali yoldaşlar kesin olarak karara ulaşmışlardı: Zulme, zalimlere ve yeni sömürgeci ve soykırımcılara asla boyun eğmeyeceklerdi.
Onlar için hakikat ilkeydi, çizgiydi, duruştu ve hayatı özgür, etik ve güzellik ölçüleri temelinde yaşamaktı. Bunun için hakikati yaşamsallaştırmak için koşmuşlardı fedaice. Ya doğru hayatı doğru bir zaman ve mekânda yaşayarak hakikati gerçekler temelinde anlamlandıracaklardı, ya da ‘asla’ deyip, onu bulana kadar bıkıp usanmadan koşacaklardı, ta ki Demokratik- sosyalist ve özgür bir yaşama ulaşana dek.
İşte 14 Temmuz bu hakikat ipinin göğüslendiği günün adı oldu. Bu gün parti ve halk olarak bu yolda hakikate aşkla yürüyoruz. Bu yürüyüşümüz dağlarda, zindanlarda ve dünyanın dört bir yanında özgürlüğe koşan halkımız ve İmralı’da büyük direnen Önder APO şahsında her gün biraz daha büyüyerek zafere doğru ilerliyor. Bu zafer 14 Temmuz büyük ölüm orucu şehitlerinin zaferidir, bu zafer Hayri, Kemal, Akif ve Ali yoldaşların gerçekleştirdikleri fedaice eylemin sömürgeci güçlerden söke söke aldığı zaferdir. Bu zafer yaşamı yeniden yaratmanın, yeniden inşa etmenin ve Başkan APO’yla buluşmanın zaferi olacaktır. İmralı’da büyük direnen ve büyük kazanacak olan Başkan APO’nun zaferi tüm zaferlerin garantisi olarak var olmanın özgürce adı olarak tarihe geçecektir.
Bu anlamda Partimiz PKK ve Başkan APO 14 Temmuz büyük fedai ruhuyla tüm zamanların en büyük zaferine doğru koşarken, büyük ölüm orucu şehitleri olan Hayri, Kemal, Akif ve Ali yoldaşların anılarına bağlı kalacağımıza olan inancımızı bir kez daha tazeliyor, söz onurdur onuru asla çiğnetmeyeceğimizin sözünü veriyoruz. Bu temelde yurtsever halkımızı, devrimci ve demokratik dostları, kadınları ve gençleri Önder APO etrafında gelişerek büyüyen özgürlük mücadelemize her zamankinden daha fazla güçlü katılmaya çağırıyoruz.
Yaşasın Réber APO!
Yaşasın 14 Temmuz Direniş Ruhu ile Gelişen Demokratik özgürlük mücadelemiz!