Yurtsever Halkımıza ve Demokratik Kamuoyuna

Partimiz PKK, önderliğimizin atmış olduğu adıma, AKP hükümeti ve devletten kaynaklı riskler ve tehli...

PKK Yürütme Komitesi

30 Ağustos 2013

1 Eylül dünya barış gününü, dünyada, Ortadoğu’da, Türkiye ve Kürdistan’da tüm toplumsal sorunların demokratik temelde çözümüne, özgürlüğe, barışa ve kardeşliğe vesile olması dileği ile kutluyoruz.

Önderliğimiz 2013 yılında da anlamlı çabalar vererek bir kez daha barış için büyük bir adım atmıştır. Yıllardır önderliğimiz tarafından atılan barış adımları tek taraflı kalmaktadır. Tüm bu sonuçlara rağmen Öderliğimiz barış ve özgürlük mücadelesini ısrarla yürütmüş ve yürütmektedir. 21Mart 2013 günü, tarihi Amed Newrozuna gönderdiği manifesto niteliğindeki mesaj bunun somut ifadesidir.  Bu mesajla yeni bir dönemin başlaması adımı atılmıştır. Mesaj Özelde Türkiye ve Kürdistan halklarına, genelde bölge ve dünya halklarına toplumsal kurtuluş ve özgürlüğe açılan anlam yüklü bir yol göstermiş, halkların birlikte özgür bir yaşamı inşa etme perspektifini sunmuştur.

Önder Apo, mesajında  “Bugün yeni bir dönem başlıyor. Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor.Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor; demokratik hakları, özgürlükleri, eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor.” derken savaşı ve çatışmayı sonlandırmak kararlılığını ve iradesini ortaya koymuştur. Bu karar milyonların önünde dile getirilmiş ve tüm dünyaya duyurulmuştur. Yurtsever halkımız, özgür ve demokratik bir yaşamı isteyen dostlarımız Newroz alanında Reber Apo’nun başlattığı yeni süreci güçlü desteklemiş, kararını coşkuyla karşılamış, adeta Referandum niteliğinde birsahiplenme gerçekleşmiştir.

Partimiz PKK, önderliğimizin atmış olduğu adıma, AKP hükümeti ve devletten kaynaklı riskler ve tehlikeler taşısa da anlamlı bulmuş, bu hamleyi tarihsel bir açılım olarak görmüş, yüksek duyarlılıkla yaklaşmış ve yaklaşmaya da devam etmektedir.

Önderliğimizin büyük çabalarıyla Demokratik özgür bir yaşam, Demokratik özgür bir toplum yaratma mücadelesi gelişmiş, bu mücadele kimliksel ve toplumsal varlığımızı kazanma aşamasına girmiştir. Dolayısıyla Partimiz ve özgürlük mücadelemiz önderliksel bir gelişmenin ürünüdür. Bu bağlamda Newroz mesajı ilgili kurumlarımız ve yapımız tarafından büyük bir duyarlılıkla ele alınmış ve bu temelde pratik uygulama planlamasına ulaşılmıştır.

Planlamaya uygun olarak bütün güçlerimiz geri çekilme sürecinde almaları gereken pozisyona geçmişlerdir. HPG, 23 Mart’tan itibaren ateşkes konumuna geçmiş ve herhangi bir çatışmaya mahal vermemek için önemli çabalar göstererek uygun üst alanlarına geçmiş, 8 Mayıs tarihinden itibaren de,yapılan planlamaya uygun olarak, kendi disiplini için büyük bir duyarlılıkla geri çekilme vedemokratik çözüm yürüyüşüne başlatmıştır.

Hareketimiz, Önderliğimizin talimat ve perspektiflerine uygun olarak, yapılması gerekenleri bütün tehlike ve risklerine rağmen yerine getirmek için yüksek bir duyarlılıkla yaklaşmış, bunun sonucu 21 Mart Newroz’undan bu yana tek bir çatışma yaşanmamış, tek bir insan yaşamını yitirmemiş, akan kan durmuştur. Bütün bunlar Önderliğimizin barışa verdiği büyük önem ve mücadelesiyle gerçekleşmiştir.

Başkan APO, içinde tutulduğu zor esaret koşulları ve ağır tecride karşın demokratik çözümün önünü açmak gayesiyle, AKP hükümetini ikaz etme ve kamuoyunu duyarlı kılmak için sık sık uyarılarda bulunmuş, öneriler geliştirmiş ve tek taraflı bir çözümün olamayacağının altını çizmiştir.

Tüm uyarılara rağmen AKP hükümeti demagoji yöntemi ile kamuoyunu karartma ve saptırmanın ötesinde çözüme dönük hiçbir adım atmamış, üstüne üstlük kalekol adı altında savaşın alt yapısını güçlendirme çalışmalarına hız vermiş, kültürel soykırım amaçlı ve Kürdistan’ı Kürtsüzleştirme projesi olan baraj yapımlarını hızlandırmış, köy korucusu sayısını arttırma çabasına girmiştir. Yani AKP hükümeti çözüm değil, savaş hazırlığı içindedir.

Öte yandan çözüm için bir paket hazırlığından söz ediliyor. Ancak başbakanın yaptığı açıklamalardan anlaşıldığı üzere Kürtçenin eğitim dili olması önündeki yasal engeller kaldırılmayacak ve yüzde onluk seçim barajı da düşürülmeyecektir. En temel demokratik hak olan ve değiştirilmesi çok kolay olan anadilde eğitim ve seçim barajının düşürülmesine dair yasa değişikliği pakette yer almayacağına göre, Kürt sorununun çözümüne dönük hangi konular yer alacaktır? Anlaşılacağı üzere AKP hükümetinin hazırladığı paket, zaman kazanma ve oyalama paketidir.

En son, Önderliğimiz 1 Eylül tarihine kadar zaman tanımış, oyalama yaklaşımına ilişkin hükümete ciddi uyarıda bulunmuş ve tıkanıklığı aşmak için de 8 komisyonun kurulmasını önermiştir. Çünkü başta Önderliğimiz olmak üzere özgürlük güçlerimizin,  demokratik çözümün geliştirilmesi için olağanüstü bir çabanın sahibi oldukları kamuoyunca bilinmektedir. Aksi halde yeniden savaşın başlaması kaçınılmaz olacaktır. Yeni bir savaş dönemi eskisini kat kat aşacak bir potansiyeli bağrında taşıyor ve akacak kanın sorumluları AKP hükümetive Türk devleti olacaktır.

Öte yandan, küresel emperyal ve bölgesel güçler çeteleri örgütleyip Rojava Devrimini kuşatma altına almaya çalışmaktadırlar. Rojavada büyük bir savaş yaşanmaktadır. En karşıtmış gibi görünen ve yan yana gelmeleri dahi düşünülemeyen güçler Rojava devrimini boğmak için birleşmiş durumdadırlar.

Rojava Kürdistan’ının bütün sınırları kapatılmış, en insani ihtiyaçların dahi halka ulaşması engellenmiştir. Güney Kürdistan yönetimi sınır kapatmada başı çekmektedir. Kuzey Kürdistan’daki sorunu “çözeceğim” diyen AKP hükümeti çetelere her türlü savaş ve lojistik desteği vermektedir. Hem güney Kürdistan hem de Türkiye yönetimleri, sınırları kapalı tutarak Rojava halkının direnişini kırma ve halkı açlıkla terbiye etme ve teslim almak istemektedirler. Rojava’ya ilaç, gıda gibi en temel ihtiyaçların girişi engellenirken, aksi yandan Rojava halkının Rojavayı terk etmesi için de sınır kapılarını sonuna kadar açmış durumdadırlar. Halk göçertilerek Rojava Kürtsüzleştirilmek istenmektedir.

Rojava’daki halkımız, göçertilme oyununa gelmemeli, göç edenler geri dönmeli, demokratik özerkliği ve özgürlüğü için mücadele etmelidir. Bu mücadele varlığını sağlama ve özgürlüğünü koruma mücadelesidir. Çünkü insan olmanın en temel şartı anayurdunu ve toplumsal varlığını savunmasıdır.

Bu kapsamlı saldırılara karşın Rojava halkı yiğitçe direniyor. YPG, Rojava’yı savunma, demokratik özerkliğin inşa sürecini güvence altına alma ve demokratik Suriye’nin yaratılması için kahramanca savaşıyor. Rojava halkının yiğit evlatları kadınıyla, erkeğiyle savaşarak gerektiğinde şahadete ulaşıyorlar.

Bütün parçalardaki Kürdistan halkı, Rojava devrimini büyük sahiplenmeli ve devrim ruhuyla Rajava’daki mücadeleye katılmalı ve sınırsız destek sunmalıdır. Her şeyimizle Rojava’ devrimini geliştirerek korumalıyız ve bu devrimi Kürdistan’ın diğer parçalarına yaymalıyız.

 Gelinen aşamada halkların direnişi karşısında İnkar, imha ve sömürgecilik sistemimiadını doldurmuştur. Halkların mücadelesi sınırları anlamsızlaştırarak demokratik konfederalizm çatısı altında demokratik özerkliği inşa etme ve yaşama iradesine ulaşmaya başlamışlardır. Emperyalizm ve her türden gericilik bölgemizden def edilerek halkların, kültürlerin ve inançların gerçek baharı olacak demokratik yönetimler altında birlikte ve kardeşçe yaşama yoluna girmişlerdir. Önderliğimizin paradigması, sistemi yolumuzu açan rehberimizdir. 1 Eylül dünya barışına verebileceğimiz en anlamlı cevap da bu olacaktır.

Bijî PKK

BijîRêber APO