Hiçbir ahlakta, kültürde, inançta, dinde, felsefede, ideoloji ve siyasette mezarlara ve mezar...
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı
6 Eylül 2013
Kürdistan halkı, Türkiyeli barışsever ve Kürt sorununun çözümünden yana olan kesimler 1 Eylül’de Kürt Özgürlük Hareketi'nin atığı adımlar karşısında bir kez daha AKP hükümetini demokratik çözüm yönünde adım atmaya davet ettiler. AKP hükümetine “çözüm yönünde artık somut, gözle görülebilir anayasal, yasal düzenlemeler yap, Kürtlerin tüm haklarına anayasada yer ver” çağrısında bulundular.Kürt sorununun çözümü için adım atılması beklenirken Bagok dağında bulunan Agit Suruç Şehitliğine Türk sömürgeci güçlerine bağlı askeri güçler saldırı düzenlemiştir. Saldırıda şehitlik tahrip edilmiş, bazı şehitlerin cesetleri mezarlıklarından çıkarılmış kaçırılmıştır. Bu saldırıyı Kürt halkının varlığına, değerlerine en büyük hakaret olarak görüyor, bu saldırıyı yapan ve yaptıranları şiddetle kınıyor, protesto ediyoruz.
Hiçbir ahlakta, kültürde, inançta, dinde, felsefede, ideoloji ve siyasette mezarlara ve mezarlıklara saldırı yoktur. Bir halkın en kutsal değerleri şehitleridir. En kutsal mekânlarıysa şehitlikleridir. Çünkü her halk ve ülke şehitleri ile kendisini var etmiştir. Kültürel soykırıma tabii tutulan Kürdistan halkının varlığını ve Özgürlük Mücadelesini bugünlere taşımada yaşamlarını feda edenlerin Kürdistan halkında kutsallık derecesinde değerleri vardır.Çünkü onlar Köle ve uşak olarak yaşamaktansa özgürlük ve onurlu bir yaşam için hayatlarını ortaya koydular; onurlu ve özgür yaşamın yolunu gösterdiler.Dolayısıyla bu saldırı en başta da Kürt halkına yapılmış bir saldırıdır. Kürt halkının hiçbir değerine saygı gösterilmediğinin en somut ifadesidir.
Bu saldırıyı sıradan, basit, yerel güçlerin bir kararı veya uygulaması olarak görmüyoruz. Bu saldırı ne kendini bilmez bir valinin emriyle ne de polis ve askerin kararıyla olmuştur. Hükümetin politikası ve uygulamaları bu saldırıları teşvik etmiş ve cesaretlendirmiştir. AKP hükümetinin çözüm yönünde bugüne kadar hiçbir adım atmamasıyla yakından bağlıdır ve onun bir devamıdır. Mezarlıklara bu saldırı Türk devletinin ve AKP hükümetinin Kürt sorununun demokratik çözümü doğrultusunda ve Kürtlerle adil bir barış yapmada bir zihniyet ve politika değişikliği olmadığının göstergesi olmaktadır. Bugüne kadar anayasa ve yasalarda Kürtlerin varlığının tanınmasına dönük herhangi bir adım atılmamış, çözüm yönünde ikna edici bir tavır ve tutum gösterilmemiştir. Kürt haklının varlığını ve özgür yaşamını kabul etmediklerinden, Kürt halkının en temel talepleri için yaşamını verenlere de hala düşmanca yaklaşmaktadırlar. Bu saldırı Kürtlerin ölüsüne de, dirisine de hala saygı gösterilmediğinin ve Kürt’e her türlü uygulamanın reva görüldüğünün kanıtıdır.
Şehit yakınları şehitliklerde ‘evladım yalnız benim değil, tüm Kürt halkının şehididir’ diyerek şehitleri Kürdistan halkına emanet etmektedirler. Sömürgeci Türk devletinin işgalci ordu birlikleri şehit ailelerinin tüm Kürdistan halkına emanet ettiği bu değerlere saldırmaktadırlar. Bu saldırı son derece bilinçli yapılmıştır. Bu nedenle halkımız şehitliklere saldırının ne anlama geldiğini görmeli, bu temelde devrim şehitlerine sahip çıkarak protestolarını ve bu yönlü serhıldanlarını yükseltmelidir. Hükümet ve olayın olduğu alandaki askeri ve idari yetkilileri bu konuda özür dilemeli ve bu olayın sorumlularını bularak yargı önüne çıkarmalıdır. Ancak böyle yaklaşılırsa Kürt sorununun çözümünde adımlar atılabilir ve Kürtlerle adil ve demokratik bir barış geliştirilebilir.