Kadına karşı şiddet, erkek egemen zihniyetin, sistemin ve kültürün ulaştığı en vahş...
Dünya’da 25 Kasım günü kadına karşı şiddetle mücadele günü olarak kabul ediliyor. Kadınlar 25 Kasım’da dünyanın her yerinde alanlara çıkıp kadına karşı şiddeti protesto ediyor ve tepkilerini ortaya koyuyorlar. Dünya’nın dört bir yanında büyük bir isyan ruhuyla meydanları dolduran, erkek egemen paradigmaya ve sisteme karşı redlerini en güçlü bir biçimde ortaya koyan dünya kadınının, bu anlamlı ve değerli mücadelesini selamlıyoruz.
Kadına karşı şiddet, beşbin yıllık devletçi uygarlığın ve erkek egemen kültürün topluma karşı geliştirdiği en güçlü toplum kırım silahıdır. Egemen erkek uygarlığı, kadına uyguladığı şiddetle kadın şahsında toplumun iradesini kırarak teslim almıştır. Şiddet, egemen erkek uygarlığının kadın şahsında toplumu köleleştirmede başvurduğu en etkili silahtır. Bu silah kapitalist uygarlıkla birlikte büyük bir meşruiyet kazanarak toplumsal köleleşmeyi, çürümeyi ve dağılmayı en son noktaya taşımıştır.
Kapitalist uygarlık, Kadını, pazarın, ticaretin, sanayi ve endüstrinin en çok kâr getiren nesnesi yaparak kadın kırımını sistematik bir politika ve toplumsal bir kültür haline getirmiştir. Kadın intiharları, cinayetler, idam, recm, tecavüz, zorla ve küçük yaşta yapılan evlilikler vb. insanlık dışı uygulamalar, cinsiyetçi sistemin ve yarattığı tecavüz kültürünün yol açtığı vahşi sonuçlardır. Yine Kadın kişiliğinin ve bedeninin sömürülmesi üzerinden kurulan seks ve reklam endüstrisi, kadın kırım politikalarının ulaştığı sistematik düzeyi ifade etmektedir.
Kadına karşı şiddet, erkek egemen zihniyetin, sistemin ve kültürün ulaştığı en vahşi düzeydir. Bu zihniyet ve kültür, toplumu zehirleyerek parçalamakta, değer yargılarını aşındırmakta ve ahlaki çürümeyi derinleştirmektedir. Bu açıdan kadına karşı şiddetle mücadele yalnızca kadınların mücadelesi değil, insanlığın ve tüm toplumun en kapsamlı onur ve özgürlük mücadelesidir. Bu mücadele tüm dünya kadınlarının özgürlük ve demokrasi mücadelesi olduğu kadar, aynı zamanda tamamen toplumun özgürlük, eşitlik, adalet ve demokrasi mücadelesi de olmaktadır. Kadına karşı şiddetle mücadele, sömürgeci, soykırımcı, tekçi sistem ve kültürle bir mücadele olup, insanlığın en büyük özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesidir.
Her türlü şiddetin sona ereceği, özgür ve eşit yaşamın hayat bulacağı sistem demokrasidir. Demokrasiyi kazanan Kadın mücadelesi, özgürlüğü ve eşitliği de kazanacaktır. Kürt kadınının öncülüğünde PKK’nin kırk yıllık özgürlük mücadelesi, özgür, eşit, demokratik bir yaşam ve sistem zihniyetini ortaya çıkarmıştır. Bu zihniyeti köklü bir demokratik sistem inşasına dönüştürmek için Kürt ve bölge kadını başta olmak üzere tüm kadınları ve halkları, kadına uygulanan şiddete karşı özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesini yükseltmeye, demokratik sistem inşasına en aktif bir biçimde katılmaya çağırıyoruz.
24.11.2013
KCK YÜRÜTME KONSEYİ EŞBAŞKANLIĞI