Halklarımıza ve Kamuoyuna!

Bu katliam, failleri net bilinen bir katliamdır. Kim emir vermiş, kim uygulamış, bunlar tartışmasız ...

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı

27 Aralık 2013

 

Roboski katliamının ikinci yıldönümünde bu katliamı gerçekleştirenleri şiddetle lanetliyor, bu katliamdan mutlaka hesap sorulacağını yineliyoruz. Katledilen 34 çocuk ve gencimizin anıları mutlaka demokratik Türkiye, özgür Kürdistan’la taçlandırılacaktır.

Roboski katliamı tekil bir olay değildir. Cumhuriyetin ilanı ve 1924 anayasasından sonra Kürtlere karşı yürütülen kültürel soykırım politikasının gerçekleştirdiği katliamlardan biridir. Dersim, Şeyh Sait, Ağrı ve Zilan’da yapılan katliam ve soykırımların devamıdır. Kültürel soykırım bugüne kadar bu katliamlar ve baskılar üzerinden yürütülmektedir. Roboski katliamı da kültürel soykırımı sürdürmek ve tamamlamak için yapılmış bir katliamdır. Roboski, Kürdistan tarihinde unutulmayacak en acı katliamlardan en trajik olanıdır.

Bu katliamla tüm Kürdistan halkı katledilmiştir. Dünyada bu kadar soğukkanlı işlenen cinayet yoktur. Katliamdan sonra başta hükümet ve yandaşları böyle bir katliam olmamış gibi davranmışlardır. Mitinglerde rutin olarak öldürdükleri çocuk ve gençler gibi terörle mücadele zayiatı olarak görmüşlerdir. Bu katliamı Türk basını 24 saat boyunca görmediği gibi, sonradan da sıradanlaştırmaya çalışmıştır. Bu katliama yaklaşım, Kürt halkına nasıl yaklaşıldığını bir daha göstermiştir. Hükümetin ailelere biraz tazminat ödeyip bu katliamın üstünü örtmek istemesi insana ve Kürtlere nasıl yaklaşıldığını da ortaya koymuştur. Kapitalist modernite çağında her şeyin para olduğu konusu çok çirkince gözler önüne serilmiştir.

Bu katliam, failleri net bilinen bir katliamdır. Kim emir vermiş, kim uygulamış, bunlar tartışmasız bilinmektedir. Buna rağmen suçluların yargılanmaması bir insanlık suçudur. Açıkça “Biz Kürtleri istediğimiz gibi öldürürüz, hiç kimseye de hesap vermeyiz” denilmiştir. Cumhuriyet tarihi boyunca kullanılan bu sindirme yöntemi Roboski’de de çok pervasızca yapılmıştır. Her an sorgusuz sualsiz öldürülmek duygusu kadar yıldırıcı bir saldırı yoktur. Katliam sonrası AKP hükümetinin tavrı Kürtler üzerinde yürütülen kirli savaşın ne kadar çirkin gerçekleştirildiğini gözler önüne sermiştir. Roboski katliamı, Kürtler üzerinde yürütülen kirli savaşın ne olduğunun özeti gibidir.

Roboski katliamı bilinçli olarak aydınlatılmamıştır. AKP ile AKP'nin kirli savaşının vurucu güçlerinden olan cemaat merkezli paralel devlet, Kürtler bir travma yaşasın diye bu katliamı aydınlatmamışlardır. AKP ittifak içinde olduğu cemaatle birlikte Kürt Özgürlük Hareketi'ni tasfiye etmek istemiştir. Fetullahçı polis ve yargı AKP hükümeti tarafından planlı ve bilinçli bir biçimde Kürt Özgürlük Hareketi üzerine sürülmüştür. Paralel devlet, AKP politikası ve bilgisi dahilinde Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşın en öndeki vurucu güçlerinden olmuştur. AKP hükümeti herkesi Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı kullandığı gibi, polis ve yargıda etkili olan fetullahçıları da kullanmıştır. Nasıl ki dışarıda önceleri İran’ı, Suriye’yi ve başka güçleri, sonralar ilişki geliştirdiği Mısır ve El Kaide gibi çeteci güçleri ve her türlü gücü  Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı kullanmışsa, içerideki birçok gücü de kullanmıştır. Bu açıdan Kürt halkına ve Türkiye halkına karşı yürütülen tüm baskı ve zulüm bu yönlü kirli ittifaklar halinde yapılmıştır. Kuşkusuz bu baskı ve zulmün siyasi sorumlusu da AKP’dir. Bu nedenle Roboski katliamının sorumlusu da AKP hükümetidir.

AKP hükümeti zamanında sadece Roboski’nin değil, tüm cinayetlerin ve kirli saldırıların faili bulunmamıştır. Bu gerçeklik, cemaatin merkezinde olduğu paralel devletle bir kirli işler ortaklığının yapıldığını kanıtlamaktadır.

Türkiye'de Roboski katliamı ortaya çıkarılmadan kimse temiz olduğunu söyleyemez. Bugün ortaya saçılan yolsuzluk ve kirli işler bu tür katliamların ortaya çıkarılmadığı ülkelerde gerçekleşmektedir. Katliamların gerçekleştiği ve sorumlularının bulunmadığı Türkiye'de yolsuzluklar da, kirli işler de, meşru olmayan örgütlenmeler de devam edecektir.

Roboski’nin katillerini açığa çıkarma bir demokratikleşme ve özgürleşme mücadelesidir. Zaten demokratikleşme gerçekleşmediği müddetçe bu katliamların da önü alınamayacaktır. Gever’de üç yurtseverin katledilmesi bunun en yakın kanıtıdır. Bu nedenle bu 28 Aralık’ta tüm demokrasi güçleri Roboski katliamının faillerini bulma mücadelesini yükseltmelidir. Protestolarını en yüksek düzeye çıkarmalıdırlar. Roboski’ye gidiş çok kitlesel olmalıdır. Bu katliamın üstünün örtülemeyeceği dost düşman herkese gösterilmelidir. Roboski katliamının sorumluları bulunup yasa önüne çıkarılmadan Kürt halkı da Türk halkı da travma yaşayacak ve psikolojik olarak rahat olmayacaktır. Bu açıdan Roboski şehitlerine sahip çıkmak tüm Kürt halkı ve Türkiye halklarının görevidir.

Roboski’nin aydınlatılması mücadelesi verilmesi demokratik ve özgür yaşamı yakınlaştırılacaktır. Bu vesileyle Roboski şehitlerimizi minnetle ve saygıyla anıyor, onların bizlere yüklediği sorumluluğu özgür Kürdistan'ı gerçekleştirerek yerine getireceğimizin sözünü bir daha veriyoruz.