Kürdistan'da ise kentlerin ve mahallelerin yıkılması fiziki ve kültürel soykırım aracına dönüştürülmüştü...
Tayyip Erdoğan şefliğinde soykırımcı sömürgeci faşist güçler 2014 güzünde hazırladıkları çöktürme planıyla şehirleri yakıp yıkarak yüzlerce kadın, çocuk, genç ve yaşlıyı katlederek halkımızı şehirlerden koparıp Kürdistan'ın demografik yapısını bozmayı hedeflemişlerdir. Özellikle Sur başta olmak üzere kadim Kürt şehirlerini yıkarak halkımız ruhu, kültürü, geçmişi olmayan beton yığınlarından yapılmış soykırım kamplarına doldurulmak istenmektedir.
AKP iktidarı zamanında kentsel dönüşüm adı altında yoksulların ya da kimliğini, kültürünü ve inancını yaşatmak için bir arada yaşayan toplulukların mahalleri yıkılıp ranta açılmıştır. Böylece yandaş müteahhitler zengin edilirken, farklı kültürel kimliğe sahip olan, yaşadıkları mahallelerde dayanışma içinde bulunan, kendine özgü kültürel değerleri ve komşulukları yaratan topluluklar da dağıtılmıştır.
Kürdistan'da ise kentlerin ve mahallelerin yıkılması fiziki ve kültürel soykırım aracına dönüştürülmüştür. Özellikle Amed’in Suriçinin mahalleleri yıkılarak Amed halkının, dolayısıyla Kürt halkının ruhu ve kimliği silikleştirilmek ve soykırımın hammaddesi haline getirilmek istenmektedir. Halkın özyönetim iradesi kırılmak için Sur’un kadim mahalleleri yıkılmışken, şimdi de Sur’un kadim mahalleleri olan Alipaşa ve Lalebeyi de halkın ve sivil toplum örgütlerinin hiçbirinin görüşü ve onayı alınmadan yıkmaktadırlar. Kentsel dönüşüm altında kadim sokaklar, mahalleler ve köyleri yıkılıp yakılan halkımızın buralarda yaptığı evler ve yaşadığı sokaklar yıkılmaktadır. Halkın, halkların iradesini tanımayan AKP iktidarı mahalleler yıkarken de otoriter, despot anlayış ve uygulamasını ortaya koymaktadır.
Faşist iktidar, toplumların ve halkın görüşü ve iradesini dikkate almadan yıkım yasaları çıkarmış, halkın evlerinden çıkması için de suyunu ve elektriğini kesmek gibi insanlık dışı yol ve yöntemlere başvurmuştur. Sur halkı iradesi dışında mahallelerinden zorla çıkarılmak istenmektedir. Bu saldırı ve mahallelere yıkılması 2016 yılında Sur’u tankla topla yıkmanın devamı olmaktadır. AKP iktidarı çöktürme planını şimdi farklı yol ve yöntemlerle sürdürmektedir.
Tüm halkımız ve sivil toplum örgütleri bu saldırıların halkımıza yönelik irade kırma saldırıları olduğunu görmelidir. Yıktıkları Sur üzerine şimdi ruhu ve kültürü olmayan beton yığınlarını Sur’un yok edilmesinin mezar taşı olarak dikmek istemektedirler. Bu yıkım üzerinden rant elde etme peşinde koşmaktadırlar. Halkımız ve tüm demokratik toplum kuruluşları Bu soykırımcı faşist saldırıya ve mezar soyguncularına karşı direnen Sur halkının yanında yer almalıdır. Sadece evleri yıkılan Sur halkı değil, Sur halkı şahsında saldırıya uğrayan tüm Amed halkı bu direnişe katılmalıdır. Bu direniş Sur halkının, Amed halkının en meşru demokratik hakkıdır. Amed demokratik mücadele tarihine yaraşır biçimde Sur halkının direnişinin yanında yer alarak soykırımcılar ve mezar soyguncularının Amed halkının iradesini kırmasına ve ruhunu çalmasına izin vermemelidir. Bu temelde Amed halkını Sur halkıyla birlikte demokratik direnişi yükseltmeye, tüm Kürdistan halkını ve dostlarını da bu mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz.
29 Mayıs 2017
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı