NEWROZ ENGELLENEMEZ, DURDURULAMAZ BİR ÖZGÜRLÜK RUHUDUR

Duran Kalkan 

Yaşanan Newroz Garê Newroz’udur

Newroz’un engellenemez, durdurulamaz bir özgürlük ruhu, özgürlük talebi, coşkusu, heyecanı olduğu yaşanılanlar temelinde açık bir biçimde görüldü. Newroz’un her kesime hitap ettiği, herkeste heyecan uyandırdığı, bir avuç faşist-soykırımcı dışında en geniş kesimleri birleştirdiği, aynı duyguyu, ruhu yaşar hale getirdiği açık bir biçimde görüldü. Büyük bir iddia, irade, mücadele azmi, kararlılığı olduğu da Newroz meydanlarındaki duruşta açıkça kendini gösterdi.
Her şeyden önce böyle bir durum neyi ifade ediyor ona bakmak lazım. Yeni yıla, yeni Newroz yılına nasıl girildiğini, dolayısıyla olası gelişmelerin nasıl olabileceğini bize açıkça gösteren bir durum oluyor. Newroz kitleselliği, coşkusu, iradesi, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen ‘Özgürlük Zamanı’ hamlemizin bu yeni Newroz yılında sürekli gelişerek, yayılarak, derinleşerek süreceğini ve zafere yürüyeceğini ispatlıyor, kanıtlıyor.
Eylül’de hareketimizin başlattığı, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen direniş hamlemizin gerçekten de bir zirve yapmasını ifade ediyor. Milyonlarca insan büyük heyecan içerisinde sokakları doldurdu, meydanlara aktı. Amed başta olmak üzere Rojava’da, yurtdışında, Başûr’da, Rojhilat’ta tüm halkımız en büyük eylemini yaptı. Bir referandum gibi ulusal tutumunu ortaya koydu. Özgürlük istemini herkese gösterdi. Özgürlük iradesi olarak Önder Apo’yu sahiplendi.
Yine Kürtlerle ilişkilenmiş bütün demokratik, sosyalist güçler, kadınlar, gençler gerçekten de aynı ruhu, heyecanı yaşadı. Bu yıl toplumun geçen yıldan çıkardığı dersle hazırlıklı olması sonucunda yasaklar, baskılar, engellemeler, kapatma girişimleri böyle bir kalkışı durduramadı. Hareket ve halk olarak yediden yetmişe kadın-erkek, genç-ihtiyar her yerde direniş halindeyiz. İmralı direnişi, özgürlük iradesi herkesi ortak bir direnişe çekiyor.
Zindanlar açlık grevi direnişi içerisinde. Efrînden Xakûrkê’ye gerillanın kahredici vuruşları her gün gelişerek sürüyor. Dünyanın dört bir yanında da Newroz coşkusu yaşanıyor. Bütün bunlar bize önümüzdeki sürecin nasıl olacağını, ne tür saldırılarla karşılaşılırsa karşılansın hareket ve halk olarak onlara karşı nasıl bir mücadele ve direniş içerisinde olunacağını açıkça gösteriyor.
Bu yeni Newroz yılı her zamankinden daha kapsamlı, geniş, sonuç alıcı bir mücadele yılı olacağını herkese, hepimize net bir biçimde gösterdi.
Peki bu duruma nasıl gelindi? Tersi beklenirken böyle bir durum nasıl ortaya çıktı? Aslında bütün bunların hiçbirisinin olmaması için tam bir baskı, sindirme ve ezilmenin yaşanması için faşist-soykırımcı güçlerin bölgesel ve küresel düzeyde geliştirdikleri ittifaklarla uzun bir süredir çok yoğun ve planlı bir saldırı içinde olduklarını biliyoruz. Onların istemleri, talepleri, çabaları sonuç verseydi kuşkusuz bu görkem, bu coşku, bu kitle hareketi, böyle bir Newroz kalkışı yaşanmayacaktı. Tüm bu baskı, yasaklama, engelleme çabalarına karşın böyle bir sonuç ortaya çıktı ve gelişti.

2021 Newroz’u bir referandum gibi oldu

Bu neyi gösteriyor? Eğer doğru bir duruş ve tutum olursa, direniş iradesi gösterilirse hiçbir baskı, terör, yasaklama özgürlük mücadelesini durduramaz. Özgürlük taleplerinin yerini alamaz. Tam tersine öfkeyi, tepkiyi daha çok büyütür. Mücadeleyi daha çok alevlendirir. Önder Apo ‘bir saldırı eğer beni öldürmezse daha çok gelişmeme hizmet eder’ dedi. Bu gerçeklik bu Newroz’da da açıkça görüldü.
Eğer özgürlük çizgisinde örgütlü-mücadeleci-iradeli duruş olursa, bu öncü düzeyinde de gösterilirse o zaman hiçbir baskı, terör, yasak, saldırı, katliam özgürlük mücadelesinin gelişimini engelleyemez, durduramaz. Tam tersine onu daha çok büyütür, daha çok yayar. Özgürlük iradesinin, mücadelesinin daha çok gelişmesine, öfkenin, tepkinin daha da büyümesine hizmet eder.
Nitekim bu Newroz bize şunu gösteriyor: Aylardır, yıllardır tam bir küresel ve bölgesel ittifak halinde her türlü yöntem kullanılarak sürdürülen faşist-soykırımcı saldırıların bırakalım halkın özgürlük iddiasını, iradesini, talebini zayıflatmayı, engellemeyi, tam tersine onları daha çok eğitmiş, bilemiştir, daha çok birleştirmiştir. Daha mücadeleci, daha cesur ve fedakâr kılmıştır. Doğru mücadeleci duruş; baskıyı, terörü, zorluğu, engeli, acıyı mücadelenin daha çok örgütlenmesine ve geliştirilmesine dönüştürmeyi bilmiştir. Bunu net görüyoruz. Her halde bu Newroz’dan çıkarılacak en büyük ders bu oluyor.
Çünkü Newroz öncesi gerçekten de tam bir hesaplaşma vardı. Herkes elindeki kozu ortaya koymuştu. Eteğindeki bütün taşları çıkarmıştı. Neyi varsa, ne yapabilecekse bunları harekete geçirmişti. Bu anlamda 2021 Newroz’u bir referandum gibi oluyor. Geçen mücadele sürecine de Kürdistan’da benzer durumlar çokça yaşandı. Gerçekten bu Newroz da böyle bir özellik taşıyor. ABD’den Avrupa’ya, Rusya’dan İran’a AKP-MHP faşizmine her türlü desteği verme temelinde yıllardır hareketimizin imha edilmesi, ezilmesi için bir saldırı sürdürülüyor. AKP-MHP faşizminin tüm soykırımcı saldırıları değil görmezden gelme, sessiz karşılama; bu saldırılara el altından ya da açık olarak her türlü destek bu güçler tarafından veriliyor.
Bu anlamda faşist-soykırımcı cephenin yapmadığı saldırı kalmamıştır. İmralı’da Önder Apo üzerinde faşist baskı, işkencenin, tecridin en üst düzeye çıkarılması, zindanlarda baskıların geliştirilmesi, topluma karşı tam bir baskı, tutuklama, katliamın geliştirilip sürdürülmesi ve bu saldırıları HDP’yi kapatmaya kadar götürme, milletvekilliklerini düşürme, gerillaya karşı her türlü ittifakı oluşturarak en ileri teknik güçle imha saldırılarını sınırın içinde olduğu kadar dışında da yürütme, kısaca yapabileceği her şeyi faşist-soykırımcı gücün yapma durumun gerçekleştiği açıktır.
Buna karşı biz de direniş hamlesi içerisinde olduk. ‘İşgale, Faşizme, Tecride Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı’ sloganı etrafında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen topyekûn bir direniş hamlesini Eylül’den itibaren gündeme getirdik. Gerillanın 2020 yazında Heftanîn’de yürüttüğü ‘Cenga Heftanîn’ Devrimci Hamlesini devam ettirmek, genelleştirmek ve daha ileri götürmek, sonuç alıcı kılma temelinde böyle bir hamleye giriştik. Gerilla Heftanîn’de yürüttüğü devrimci hamleyi bununla birleştirdi. Kadın ve gençlik hareketlerimiz hamleyi sahiplendi ve genelleştirdi.

2021 Newroz’u Devrimci Halk Savaşı temelinde ‘Özgürlük Zamanı’ hamlesiyle karşılandı

Newroz’un referandum olması şu anlama geliyor: Toplumun bütün baskılar karşısında tutumu ne olacak? Merak edilen, görülmek istenen, beklenen aslında buydu. Karşıt güçler yapabileceklerini azami düzeyde ortaya koymuşlardı. Amaçlarını başarmak için kendilerini en üst düzeyde seferber etmişlerdi. Bu yaptıklarının Kürt toplumu üzerinde etkisi ne olmuştu? İşte Newroz bu soruya cevap veriyor. Gerçekten faşist-soykırımcı saldırı etkili olmuş, toplumu ürkütmüş, sindirmiş, korkutmuş, dağıtmış, kaçırtmış mı? Yoksa özgürlük mücadelesi, devrimci direniş etkili olarak toplumu daha çok bilinçli, örgütlü kılıp özgürlük mücadelesine daha fazla sevk mi etmiş? Şimdi bu sorulara meydanlarda, sokaklarda, Newroz kutlamalarında yaşananlara bakarak cevap veriyoruz.
Bir kez daha Kürt halkı net tutumunu ortaya koydu, kararını verdi. Bir referandum daha yaptı ve her zamankinden daha fazla tutumunun özgürlükten yana olduğunu, Önder Apo’nun etrafında birleştiğini, her türlü zorluğa, engele karşı özgürlük için en büyük cesaret ve fedakârlıkla mücadele edeceğini net bir biçimde gösterdi. Bunda her halde hiçbir tereddüt, şüphe yoktur. Bu sonucun farklı bir biçimde gösterilmesini hiçbir şey değiştiremeyecektir.
O halde böyle bir sonuç kuşkusuz önümüzdeki sürecin siyasetlerini şu veya bu düzeyde etkileyecektir. En azından faşist-soykırımcı güçleri daha yeni tedbirler almaya, daha yeni arayışlar, yöntemler geliştirmeye, daha farklı faşist-soykırımcı saldırılar geliştirmeye, yürütmeye yöneltecektir. Belki içlerinden bazılarını yeniden düşünmeye, Newroz’da ortaya konan özgürlük iradesini anlamaya, mümkünse ona biraz saygılı yaklaşmaya yöneltebilecektir. Ama en büyük etkisi özgürlük mücadelesi saflarında olacaktır. Çok açık ki bundan sonra kadınlar, gençler, halk, dostlarımız mücadeleye Newroz’un ortaya çıkardığı büyük irade, direnme ruhu ve umuduyla, onun coşku ve heyecanıyla daha çok sarılacak, daha fazla mücadele edecek, daha çok seferber olacak, daha cesur ve fedakâr davranacaktır. Zindanıyla, gerillasıyla, kadın-gençlik örgütleriyle İmralı direnişi etrafında daha çok birleşecek, daha fazla bilinçlenecek, daha örgütlü olup ‘Özgürlük Zamanı’ hamlemizi zafere taşımak için daha çok seferber olacaktır.
2021 Newroz’u böyle bir mücadeleyi yürütmenin önündeki bütün psikolojik engelleri, maddi-manevi engelleri yıkan bir Newroz oluyor. Her türlü karamsarlığı, kötümserliği, iradesizliği, umutsuzluğu, tereddüttü ortadan kaldıran, yok eden bir Newroz oluyor. Özel psikolojik savaş kapsamında faşist-soykırımcı terörle geliştirilen pasifikasyonun tüm izlerini kırıyor, parçalıyor. Dolayısıyla daha büyük bir hamlenin, başkaldırının önünü açıyor, adımlarını başlatıyor, yolunu döşüyor.
Kuşkusuz böyle bir durum en zor ortamlarda, en ağır saldırılar karşısında umutsuzluğa, karamsarlığa, tereddütte düşmeden, her türlü bedeli ödemeyi göze alarak büyük bir cesaret ve fedakârlık gösterme temelinde sabırla, inatla, iradeyle yürüten mücadele sonucunda ortaya çıkartıldı. İmralı’da tarihte eşi görülmeyen baskı ve işkencenin ağırlaştırılmış tecrit temelinde sürdürülmesine karşı, her türlü zorluğu göğüsleyerek Önderlik, hareket, halk olarak gösterdiğimiz kararlı duruş, büyük direniş, cesaret ve fedakârlık bunu yarattı.
Baskılar karşısında ürkmeyen, korkmayan, yılmayan, tehditler karşısında geri adım atmayan, tersine bunları özgürlük amacında daha çok bilenmenin, daha büyük öfke, kin, nefret oluşturmanın zemini yapan tutum, bu gelişme düzeyini ortaya çıkardı. Bunlar temelinde gelişen büyük mücadele buna yol açtı. Kuzey Kürdistan’da, kentlerde, dağlarda gerillanın, öz savunma güçlerimizin yürüttüğü büyük mücadele, düşmana en zor koşullarda vurduğu darbeler böyle bir gelişmenin öncülüğü yaptı, önünü açtı. Her türlü baskı, terör, tutuklamaya rağmen kadınların, gençliğin, halkın baş eğmez direnişleri, tutumları böyle bir düzeyin ortaya çıkmasının temellerini oluşturdu, zeminini döşedi. Her türlü saldırıya karşı Rojava’da, Başûr’da, Rojhilat’ta yürütülen mücadele bunu hazırladı.
Tabii en önemlisi Medya Savunma Alanları'nda gerillanın ağır bedeller ödese de mücadeleden vazgeçmeyen, her türlü saldırı karşısında kahramanlık düzeyinde ortaya koyduğu cesur ve fedakârca direniş bunu yarattı. Bütün parçalarda halkın direnişçi ruhu, tutum geliştirmesi, sürdürmesi bunun öncülüğünü yaptı.
Bu noktada kuşkusuz geçen yıl Heftanîn’de ortaya konan irade, her türlü saldırıya rağmen düşmanla kıyasıya savaş, düşman saldırıları karşısında geri çekilmeyen, alanı boşaltmayan, ağır bedeller ödemesine rağmen direnmekten, mücadele etmekten geri adım atmayan, dolayısıyla düşmanın benzer örneği bütün Medya Savunma Alanları'na yayma hedef ve planını boşa çıkartan direniş bugünkü gelişmelerin öncülüğünü yaptı, zeminini hazırladı.

Garê direnişi bir dönüm noktasıdır

Biliyoruz böyle bir direnme ruhunun sonucu olarak Şubat ortasında Garê direniş ve zaferi gelişti. Garê’de Şoreş Beytüşşebap Yoldaş öncülüğünde gösterilen kahramanca zafer yaratan direniş tüm bu coşkunun, heyecanın, umudun, iradenin ortaya çıkmasını sağladı. Bir kıvılcım gerçekten de bozkırı tutuşturdu. Küçük bir alanda bir dağ zeminindeki bir grup gerillanın direnişi Kürdistan’ın dört parçasına, dünyanın dört bir yanına yayılan büyük bir özgürlük kalkışı, ruhu, mücadelesi haline geldi.
Devrimci teoride ‘Devrim kitlelerin eseridir’ denilir. Kuşkusuz sonucu halkın mücadelesi, iradesi, tutumu, iddiası belirler. Özellikle de cesaret ve fedakârlığı mücadelede sonucunu belirler ama son aylarda yaşadıklarımız bize bir kere daha net bir biçimde gösteriyor ki halkı da öncü direniş harekete geçirir. Halka, kitlelere devrimci bilinci, ruhu, iradeyi, enerjiyi öncü direniş verir, kazandırır. Sonucu belirleyen halk eylemini öncünün direnişi ortaya çıkartır. Öncü direniş olmadan hiçbir şey gerçekleşmez. Şimdi bu Newroz’da bunu bir kere daha görüyoruz. Gerçekten de Garê bir dönüm noktasıdır. Nasıl ki bundan önceki 10-15 yıl için Zap bir dönüm noktası olduysa, şimdi önümüzdeki siyasi-askeri süreç açısından da Garê gerçekten bir dönüm noktası olacaktır.
Bu temelde yapılan değerlendirmeler var; ‘Garê’den önce-Garê’den sonra’ diyorlar. Evet, böyle bir siyasi-askeri sürecin yaşanacağı anlaşılıyor. Garê’den önce neydi? AKP-MHP faşist diktatörlüğünün özel savaş kapsamında Türkiye toplumu, dünya siyaseti üzerinde yürüttüğü çalışmalar sonucunda şuna inanılıyordu: Baskıyla, terörle, katliamlarla, tutuklamalarla Kürtler korkutulabilir, sindirilebilir, PKK ezilebilir, dağıtılabilir, tasfiye edilebilir, gerilla ezilebilir, gerillaya katılım durdurulabilir. İşte Garê bütün bunları kırdı ve PKK’yi hesaba katmayan, artık yeni süreci Önder Apo’suz ve PKK’siz değerlendirmeye, planlamaya yönelen, PKK’siz siyaset yapmaktan da öteye Kürt siyaseti oluşturmaya doğru adımlar atan, yönelim içerisinde olan bütün anlayışlar, tutumlar yerle bir edildi, mahkûm edildi. Garê direnişi ve zaferi bunların hepsini yerle bir etti. PKK’siz, KCK’siz, Önder Apo’suz bir Kürt varlığının, özgürlüğünün, dolayısıyla Kürt siyasetinin söz konusu olamayacağını, Kürt siyasetinin bunlarsız şekillenemeyeceğini, bunları hesaba katmayan hiçbir siyasi yaklaşımın Kürdistan ve Ortadoğu’daki mücadelede başarılı olamayacağını net bir biçimde ortaya koydu. Dolayısıyla özel-psikolojik savaşın ortaya çıkardığı bütün yanılgılar, yanıltmalar, irade kırmalar tersine çevrildi.
Peki Garê’den sonraki süreç neyi ifade ediyor? Önder Apo’nun ve PKK’nin çözüm gücünü, öncülük düzeyini, siyasi-askeri mücadelelerdeki belirleyiciliğini ortaya koyuyor. Bütün karamsarlıklar, kötümserlikler yıkılıyor. Umutsuzluklar, tereddütler aşılıyor. İşte bu büyük coşku, heyecan, umut, irade, cesaret ve fedakârlık böyle ortaya çıkıyor. 8 Mart meydanlarını dolduran kadın iradesi, Newroz meydanlarını dolduran halk iradesi bu temelde gelişiyor.
Tabii birçok güç siyaseten bunu hesaba katacaktır. Faşist psikolojik özel savaşın söylemlerine eskisi gibi inanılmayacaktır. Çünkü kendileri için bir kazanç-çıkar gelemeyeceğini gördüler. Dolayısıyla yeni arayışlara gireceklerdir. Siyaset sahnesi yeniden şekillenecektir. Bu temelde kartlar yeniden karılıyor, daha fazla da karılacaktır. Yeni politikalar, planlamalar, yeni arayışlar ortaya çıkacaktır. Bu durum hem siyaset hem de askeri alanda böyle olacaktır.
Elbette bu noktada her şey özgürlükçü olacak, demokratik olacak, her şey iyi ve güzel olacak demek istemiyoruz. Kötülük yapmak isteyenler de yeni tür kötülükler bulmaya çalışacaklar. Onun arayışına girecekler. Şimdiye kadar yaptıkları kötülüklerle sonuca gidemediler. Gidemeyecekleri netleşti. O halde devam etmek istiyorlarsa kendilerini yenilemeleri lazım. Yeniden kararlaştırmaları, planlamaları, örgütlemeleri gereklidir.
Tabii özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürütmek isteyenler de kendilerini yeniliyorlar. Demokratik siyaset yürütenler daha umutlu ve daha cesaretliler. Bu temelde de hareket edecekler. İşte bunun temeli de ortadadır. Garê’yi böyle değerlendirmek, böyle bir kesit olarak görmek lazım. Siyasetteki gelişmeler, toplumsal harekette yaşananlar bize bu gerçeği açık bir biçimde gösteriyor.
8 Mart Kadın Özgürlük Direnişi bunun ilk referandumu oldu. En çok ezilen, en derin özgürlüğü isteyen kesim olarak kadın mücadelesi söz konusu gelişmeler içerisinde nasıl bir yer tuttuğunu, bu gelişmelerden nasıl etkilendiğini, kendini hangi düzeye getirdiğini, ideolojik mücadelede, kitlesel mücadelede, siyasi-askeri mücadelede nereye geldiğini 8 Mart’ta herkese bir kere daha net gösterdi ve ilan etti.
Newroz Kürtler açısından, Kürt Özgürlük Mücadelesi açısından böyle bir sürecin zirvesi oluyor. Gerçekten de bir Garê Newroz’u yaşandı. Garê direnişi ve zaferi ‘Özgürlük Zamanı’ direniş hamlemizin zafer adımı oldu. Bu hamlenin fazla gecikmeden mutlaka zafer kazanacağını dost-düşman herkese gösterdi. Dolayısıyla da bu Newroz kutlamaları özgürlük zamanı hamlemizin zafer düzeyinde gelişimini ifade ediyor.
Garê’de başlayan zafer yürüyüşü, ortaya konan zafer iradesi bütün Newroz kutlamalarına, dört parça Kürdistan ve dünyanın dört bir yanındaki Newroz eylemlerine yansıdı. Bu irade, coşku, heyecan bu temelde ortaya çıktı. Bunun için ‘gerçek bir Garê Newroz’u yaşandı’ diyoruz. ‘Bu Newroz Garê direniş ve zafer ruhunun zirve yapması oldu’ diyoruz. Bu temelde hamlemiz gerçekten de Mart ayı itibariyle önemli bir zirve yapmış bulunuyor.