Halkımıza ve Demokratik Kamuoyuna!

“Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin acısı en büyük acıdır, en büyük anı onların anısıdır! Ve en büyük bağlılık da onların anısına gösterilecek bağlılıktır…14 Temmuz ruhunu koruyarak biz de halkımızın yiğitlik ifadesi olmasını bileceğiz.

 

PKK Yürütme Komitesi

12 Temmuz 2015

 

“Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin acısı en büyük acıdır, en büyük anı onların anısıdır! Ve en büyük bağlılık da onların anısına gösterilecek bağlılıktır…14 Temmuz ruhunu koruyarak biz de halkımızın yiğitlik ifadesi olmasını bileceğiz.”

 

PKK’nin direniş tarihinde en büyük eylem ve kararlaşmayı ifade eden 14 Temmuz büyük ölüm orucu direnişi, gerçekleştiği zaman, mekân ve sonuçları itibariyle de insanlık davasının en büyük hamlelerinden birisi olduğunu kanıtlamıştır. Zira solun ve sosyalizmin, ulusal kimlik ve bilincin, insanlık onuru ve özgür yaşam isteğinin hem Kürtler hem de diğer halklar için bitirilmeye çalışıldığı tarihsel an ve ortamda, tüm bu değerlere sahip çıkılacağının ilanı yaşamın ve tarihin akışını halklar lehine değiştirmeyi başarmıştır.

 

14 Temmuz direnişi bir ülke için, bir halk için ve hatta insanlık için “nasıl bir yaşam?” sorusuna “özgür, örgütlü ve eylemli” bir yaşamda kararlaşma iradesi ile tarihsel bir yanıt niteliğindedir ve bu yanıt halen bir yaşam ve mücadele tarzı olarak sadakatle bağlı kalınması gereken bir çizgi olmaktadır.

 

Kesin olan şudur ki, eğer bu direniş gerçekleştirilmeseydi Kürt halkı ve Anadolu halklarının özgür geleceğine dair tek bir söz dahi edilemeyecek zifiri karanlık bir dönem yaşanması kaçınılmazdı. Eğer bugün Kemal Pir’in vasiyet ettiği üzere “Kürdistan ve Türkiye halkları parti ve önderlik çizgisinde ortak kurtuluş mücadelesi” veriyorlarsa, bunda 14 Temmuz direnişinin rolü tartışma götürmez bir tarihsel hakikat olarak belirleyicidir.

14 Temmuz direnişi parti ve önderlik gerçeğinin savunulması açısından da mücadele tarihimizin bir kilometre taşı, bir doruk aşaması, çok önemli bir dönemecini ifade etmektedir. Çünkü o günkü koşullarda en dehşet verici zulüm uygulamalarıyla öncü kadrolara dayatılan şey, PKK'den ve onun önderliğinden vazgeçilmesidir. Eylem esas olarak tam da bu dayatmaya karşı geliştirilerek, vazgeçilmez olan bu iki ilkeye söz ve eylem ile bir bağlılık manifestosu niteliğinde ölümüne sahip çıkılmasını ifade etmektedir. “Biz bu parti ve önderlikte zaferi görüyoruz” çıkışıyla PKK’den ve Önderlikten vazgeçilmeyeceğinin ilanı en zor koşullarda en görkemli bir şekilde tüm dünyaya büyük direnmeyle gösterilmiştir.

 

Parti, yoldaşlık, önderlik ve halka ölümüne bağlılığı ve zafere olan sonsuz inancı ifade eden, en imkânız koşullarda en kahredici düşmana karşı tüm bu değerlerin nasıl savunulabileceğinin ve kazanılacağının büyük ispatı olarak tarihe kaydedilen 14 Temmuz’un ölüm orucu direnişçileri Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz yoldaşları direnişin 33. Yılında büyük saygı ve minnetle anıyor, emirlerini en militan tarzla yerine getireceğimizin sözünü büyük bir onurla veriyoruz.

 

Hakeza;

1987 yılının temmuz ayında Uludere’de şehit olan Pazarcık doğumlu PKK Merkez Komite Üyesi Erdal-Mutafa Yöndem yoldaş efsanevi komutanlığıyla savaş tarihimizde cesaretin ve yüksek temponun emsali olarak hak ettiği yeri almıştır. Tarihi 15 ağustos atılımının Eruh baskını kahramanlarından olan Erdal-Mutafa Yöndem yoldaşı büyük saygı ile anarken, öncü-militan duruşunu mücadele tarzımızda esas alarak anısına layık olacağımızı belirtiyoruz.

Partileşme şehitlerimiz olan Hilvan doğumlu şükrü Man yoldaş 1979 yılının Temmuz ayında işbirlikçiler tarafından katledilir. Propagandacı, örgütçü ve eylemci militan özellikleriyle sembolleşen şükrü Man hevali bir kez daha saygıyla anıyor, yaşam ve mücadelesini örnek alarak devrim yürüyüşünü güçlendireceğimizi ifade ediyoruz.

Diğer partileşme şehitlerimizden olan Dersim doğumlu Hasan Kuş yoldaşın 1978 Temmuz’unda ve Batman doğumlu Mehmet Ayiş yoldaşın yerel çeteler tarafından 1980 Temmuz ayında katledilmelerini kınıyor, anılarına bağlılık sözümüzü tekrarlıyoruz.

 

1 Temmuz 1985 yılında şirvan’ın Sisem bölgesinde şehit olan Urfa-Viranşehir doğumlu Diyap-Veysi Badem yoldaşı mücadelemizde yaşatacağımızı kararlılıkla belirtiyoruz.

5 Temmuz 1986 yılında Garzan’da şehit olan Bitlis-Konalpa doğumlu M. şirin Seven yoldaşı saygıyla anıyor, bağlılık sözümüzü yineliyoruz.

10 Temmuz 1987’de Siirt Eruh’ta şehit düşen Dersim-Pertek-çimenli köyü doğumlu Doktor Seyfi-Ali Ekber Bidav arkadaşın anısı önünde saygıyla eğiliyor, halkımıza dönük tarihsel ve güncel, kültürel ve fiziki tüm katliamların hesabını daha fazla mücadele ile soracağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.

8 Temmuz 1990 senesinde Botan Masiro’da (Texta Reş) çıkan ve günlerce süren büyük çatışmada 17 arkadaşıyla birlikte omuz omuza, yürek yüreğe savaşan ve Kürt kadınının direngenliğini temsil ederek şehit düşen şırnak-Silopi-serebiye köyü doğumlu Jiyan-leyla Özgül yoldaşın savaş ve yaşam tarzını pratiğimizde hakim kılarak mücadeleyi yükselteceğimize dair halkımıza verdiğimiz sözümüzü yineliyoruz.

7 Temmuz 1991 yılında Botan’ın Silopi alanında şehit olan şırnak-Silopi-bilikan köyü doğumlu Hayri-ısa Sönmez hevalin bizlere bıraktığı direniş mirasına sonuna kadar sahip çıkacağımızı bir kez daha belirtiyoruz.

9 Temmuz 1991 yılında Siirt şirvan’da şehadete erişen 4 çocuk babası kamışlo-hıleliye doğumlu Mustafa-Nureddin Yusuf Gulo yoldaşın derin yurtseverliğini ölçü alarak özerk Kürdistan’da ahlaki ve politik toplum idealini gerçek kılma mücadelesini tavizsizce sürdüreceğimizi ifade ediyoruz.

11 Temmuz 1991 yılında Bitlis’te düşmanla çıkan çatışmada bir arkadaşıyla birlikte şehit olan şırnak-Silopi-Dera Sor doğumlu Rahime-Leyla Ak hevalin anısını yaşatacağımızı, zafere giden yolda daha kararlıca yürüyeceğimizi net bir iradeyle belirtiyoruz.

13 Temmuz 1991’de Islahiye-Beycan köyü yakınlarında çıkan çatışmada arkadaşlarıyla birlikte şehit düşen Urfa-Suruç-mıshacorik doğumlu şoreş- Orhan Bilgin ve Konya Cihanbeyli Edip-Veysel Uysal arkadaşları minnetle anıyor, devrime kadar takipçileri olacağımızın sözünü veriyoruz.

5 Temmuz 1992 yılında Engizek dağlarında çıkan çatışmada şehadete ulaşan Maraş-Pazarcık-Cennetpınar doğumlu Hasan Hüseyin-Bektaş Göksungur ve aynı çatışmada şehit düşen Elbistan-çiftlik köyü doğumlu Eşem-Ejder Kavak hevalleri minnetle anıyor, özgür ve özerk Kürdistan’da ortak geleceğimizi var edeceğimizin kararlılığını ifade ediyoruz.

2 Temmuz 1994 yılında Gerdi alanında çıkan çatışmada kahramanca çatışıp üç yoldaşıyla birlikte şehit olan Muş-Malazgirt doğumlu Sidar-ılhami Eren arkadaşın ideallerine bağlı kalacağımızı güçlü bir iradeyle ifade ediyoruz.

7 Temmuz 1994’te Bitlis’in Kember dağında şehit düşen şırnak-Derşew’li sosın-Elif Bakış yoldaşın şehadetine daha fazla mücadeleyle layık olacağımızı belirtiyoruz.

Rojava-Derik doğumlu Gerilla Süleyman-Muhammed Kasım yoldaş’ın 7 Temmuz 1995 tarihinde Haftanin’in Derkar bölgesinde “ya zafer ya zafer” şiarıyla şehadete erişmesinin anısına zafer sözü ve pratiğiyle karşılık vererek layık olacağız.

4 Temmuz 1995 yılında sağ yakalandıktan sonra Nusaybin’de özel timlerce infaz edilen Mıhelmi halkından Nusaybin doğumlu Burüsk Kendal-Serdar Oğraş yoldaşın şehadetine özgür, eşit ve demokratik yaşamı yaratarak karşılık olacağımızı belirtiyor, hayallerini gerçekleştirme sözümüzü bir kez daha veriyoruz.

7 Temmuz 1997’de Xakurke alanı Deşta heyate bölgesinde şehit düşen Duhok doğumlu Avşin-Hazım Batufa arkadaşı saygıyla anıyor ve borçluluk hissiyle anısına doğru karşılık vereceğimizi belirtiyoruz.

97 yılının temmuz ayında Türk ordusunun II.Zap operasyonunda Dicle ve Berivan Eriş arkadaşlarla şehadet mertebesine ulaşan Ermenistan doğumlu Sozdar Rus- Lusine Kalaşiyan ve aynı yılın aynı ayında (temmuz 97) serhad eyaletinin Kısır dağında çıkan çatışma da bir grup arkadaşıyla birlikte şehit düşen Ermenistan doğumlu Xebat-Durem Süleyman yoldaşları halkların özgür ve ortak geleceğine olan inançla anıyor, bu hedefle demokratik sosyalizmi kapitalist Modernite karşısında tüm insanlığın kurtuluş umudu olarak daha da güçlendireceğimizin kararlılığını belirtiyoruz.

3 Temmuz 1998 yılında Urfa Serekaniye’de şehit düşen Hewler doğumlu şervan Xonav-Rızgar Mustafa yoldaşın aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor, demokratik ulus sistemini her parçada inşa edeceğimizin sözünü yineliyoruz.

1 Temmuz 1999’da Elâzığ’da fedai eylem sonucu şehadete ulaşan Ömerli doğumlu Rozerin Sipan-şükriye Kaymaz’ı saygıyla anıyor, anısına fedai ruhla mücadele ederek karşılık olacağımızın sözünü veriyoruz.

99 yılının Temmuz ayında önderliğimizin geri çekilme talimatını militanca uyguladığı yürüyüş esnasında düşmanın en sinsi biçimde Çoman’da attığı pusu sonrası çıkan çatışmada kuşatmayı kırmak isterken şehit düşen Efrin doğumlu Jiyan-ıham Leyla Muhammed yoldaşın yürüyüşünü tamamlayarak önderliğimizin demokratik ulus çözümünü nihayete erdireceğimizin sözünü veriyoruz.

2 Temmuz 2004’te bölgenin gerici diğer bir gücü olan ıran askerleriyle girdiği çatışmada şehidan’da şehadete erişen Yüksekova-Hakkari doğumlu Doğan-ıkram Ergül yoldaşın intikamını demokratik devrimi tüm bölgede gerçekleştirerek alacağımızı belirtiyoruz.

2005 yılının temmuz ayında Kelareş’te şehit düşen Bitlis-Tatvan doğumlu şiyar Tatvan-Enver Alataş’ın zindandan Serhat’a, Kandil’den Kelareş’e mücadeleyle geçen yıllarına layık olma sözümüzü, başta önderliğimiz olmak üzere esaret altında olan tüm yoldaşlarımızı özgürleştirene kadar mücadeleyi Apocu militan ruhuyla sürdürme iradesini güçlendirerek bir kez daha veriyoruz.

13 Temmuz 2006 yılında Meriwan’da şehit olan- yoldaşlığın, fedakârlığın, bağlılığın seçkin temsilcilerinden olan Bingöl-simsor doğumlu Dilxwaz Bingöl-M. Ali Algünerhan yoldaşın öncü-kadro duruşunu örnek alarak mücadeleyi büyütecek ve özgürlük ideolojimizi her alanda hâkim kılacağımızı belirtiyoruz.

 

Son olarak ta, Kürt ulusal mücadelesinde önemli bir yere sahip olan ulusal şahsiyetlerden Doktor Qasımlo’nun 13 Temmuz 1989 yılında Viyana’da ıran Rejimi, Faik Bucak’ın faşist TC devleti tarafından 4 Temmuz 1966 yılında katledilmelerini bir kez daha lanetlerken, mücadelelerini PKK çizgisinde zafere taşıyacağımızın sözünü tüm kürdistan halkına veriyoruz. Ayrıca, Milliyetçi ve mezhepçi zihniyetin Alevi yurttaşlarımıza karşı vahşi bir yönelimi olan Sivas katliamını da kınıyor, farklı kimlik ve kültürlere karşı her türlü dayatma ve saldırıların karşısında halkların ve kültürlerin öz savunma gücü olarak duracağımızın bilinmesini istiyoruz.

 

Değerli halkımız demokratlar;

şunu çok iyi biliyoruz ki, bizzat 14 Temmuz direniş kahramanlarının sözlerinde dile gelen "biz bu partide ve Önderlikte zaferi görüyoruz" haykırışları bizlere verilen en üst düzeyde bir emirdir. Bu emri yerine getirmenin militanca çabası olmazsa, şehitlere ve önderliğe doğru yoldaşlık yapıldığından da söz edilemez.

14 Temmuz'a sahip çıkmak demek; imha ve inkâr uygulamalarına karşı ölümüne direnmek kadar, çizgi saptırmalarına karşı da parti ve önderlik gerçeğinin amansız savunulması demektir.

Unutulmamalıdır ki, mutlak bağlılık kadar, gereklerinin ne pahasına olursa olsun başarılması 14 Temmuz direnişçilerinin talimatıdır ve bundan başka yaşam ve mücadele seçeneğimiz yoktur!

Bu temelde Temmuz ayının tüm şehitlerini anarken, Rojava’da şehit düşen YPG ve YPJ’li militanların fedaice savaşarak bölgenin gerici gücü olan DAış’i adım adım, köy köy, şehir şehir yenilgiye uğratmalarını kutluyor, devrim savaşında şehit düşen kahraman şehitlerimizi büyük bir minnetle bir kez daha saygıyla anıyoruz. Ve şehadetlerine Demokratik Ortadoğu mücadelesini yükselterek mutlak başarıyla karşılık vereceğimizi belirtiyoruz.

Tüm halklarımızı bu temelde saygıyla selamlarken, herkesi daha fazla örgütlenmeye ve özellikle ımralı tecridine karşı mücadeleye çağırıyoruz.