14 Temmuz Tarihi Direniş Ruhu, 33. Yıldönümünde bugün Rojava’da, şengal’de, Kobanê’de ve 7 Haziran seçim sonuçlarında yaşamaya devam etmektedir.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı
14 Temmuz 2015
14 Temmuz Tarihi Direniş Ruhu, 33. Yıldönümünde bugün Rojava’da, şengal’de, Kobanê’de ve 7 Haziran seçim sonuçlarında yaşamaya devam etmektedir. ışte böylesine yaşayan bir ruh olarak bugüne yön vermeye devam eden Büyük Ölüm Orucu şehitleri Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşları saygıyla anıyoruz. Anılarını mücadelemizde yaşatarak özgürlük özlemlerini mutlaka gerçekleştirme sözünü yineliyoruz.
Yurtsever Kürdistan halkı!
Bundan 35 yıl önce gerçekleşen Faşist darbe ile 12 Eylül Faşizmi ilk iş olarak, Kürdistan halkını ve onun özgürlük umudu olan PKK’yi zindanların betonuna gömmek için dünyada görülmemiş ağır işkence ve baskı düzenini Diyarbakır zindanında uygulamaya koymuştur. Öyle ki bu beton yığın sadece üzerine “Kürdistan hayali burada meftundur” sözünün yazılmasını bekliyordu. Ama Önder Apo’nun gerçek yoldaşları başta Kemal Pir olmak üzere Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşlar şahsında Amed Zindan Direniş şehitleri, sömürgeci faşist rejimin hesaplarının tutmayacağını canlarını ortaya koyarak tüm dünyaya gösterdiler. Böylesi bir direniş gerçeği ile birlikte Önder Apo’nun aynı zamanda şehitlerin anısını yaşatma ve özlemlerini gerçekleştirme temelinde Agît yoldaş komutasında geliştirdiği 15 Ağustos Atılımı ile birlikte Diyarbakır zindanı, Kürtler için değil faşist sömürgeci rejim için bir mezara dönüşmüştür. Tarihi bu büyük 14 Temmuz Direnişi faşizmi yargılayan ve onu ölüme mahkum eden bir gerekliğin adı olmuştur. 12 Eylül’le hesaplaşan ve onu ideolojik yenilgiye uğratan bir direniş olarak halklarımızın direniş tarzını ve ruhunu ortaya çıkarmıştır. Bu direniş tarzı ve ruhuyla hangi koşullar altında olursa olunsun onurlu ve özgür bir yaşam için karar verenler, bunun örgütünü kurup mücadele araçlarını donananlar mutlaka kazanacaktır. Bu kazanım sonucunda insanlık değil, faşizm mutlaka mezara gömülecektir. 14 Temmuz Direnişi ve bunun yarattığı sonuçlar bu gerçekliğin en önemli kanıtıdır.
Dün, 12 Eylül faşizmi nasıl başta Mazlum yoldaş olmak üzere 14 Temmuz Direnişçileri, Dörtler ve tüm direniş şehitlerinin mücadelesi karşısında Amed’de mezara gömülmüşse, bugün de benzeri bir durumu Kürdistan’ın dört bir yanında İŞİD ve yandaşları yaşamaktadır. Başta şengal, Kobanê olmak üzere tüm Kürdistan ve Ortadoğu’da 14 Temmuz Direniş ruhu ve Önder Apo’nun özgürlük, demokrasi ve sosyalizm öğretisiyle donanmış olan Yiğit Kürdistan halkı kazanmaktadır. Bu kazanım 33 yıl önce olduğu gibi sadece bir diriliş-direniş ekseninde gelişmemektedir. Bunlarla bağlantılı olarak bir kurtuluş ve kuruluş süreci de yaşanmaktadır. Varlığını koruma mücadelesi özgürlüğü kazanma düzeyine gelmiş bulunmaktadır. Bugün özgürlüğün önemli kilometre taşlarından biri olarak gördüğümüz demokratik özerkliği inşa etme ve demokratik ulus projesini hayata geçirme de 14 Temmuz Ruhu ile gerçekleşecektir. Bu da şehitlerin anısına nasıl sahip çıkılabileceğinin göstergesi olmaktadır.
Demokratik Türkiye Kamuoyuna
Amed Zindanında yaşanan tarihi 14 Temmuz Direnişi, 12 Eylül faşizmini sadece Kürdistan’da değil tüm Türkiye’de mezara gömme gerçekliğini de ifade etmektedir. Bu gerçeklik bugün 7 Haziran seçim sonuçlarına da yansımış bulunmaktadır. Bu durum da 12 Eylül faşizmi ve işlediği insanlık suçlarıyla nasıl hesaplaşılması gerektiğini de göstermektedir. O anlamda seçim sonuçları hem Kemallerin, Hayrilerin hem de Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan zindan şehadetlerine karşı, onların anılarını yaşatma, özgürlük özlemlerini gerçekleştirime sözü olmaktadır. O nedenle Kemallerin özlemi olan ve bugün HDP’de somutlaşan özgürlük ve demokrasi bloğunu her zamankinden daha fazla güçlendirerek büyütmek ve tüm farklılıkları kendi iradelerini temsil düzeyine çıkararak örgütleyerek eylemsel güce dönüştürmek faşizmi Amed’de ve tüm Kürdistan’da olduğu gibi Türkiye’de de layık olduğu faşist güçler mezarlığına gönderecektir.
ılerici insanlığa ve bölge haklarına
Bugün Kobanê’de, şengal’de, Rojava’da, Güney Kürdistan’da İŞİD faşizmine karşı savaşanlar ve insanlığa sürekli olarak özgürlük müjdesi verenler 14 Temmuz Direniş şehitlerinin ve Önder Apo’nun izinden yürüyenlerdir. İŞİD faşizmini besleyen, destekleyip finanse edenler de aynı 12 Eylül faşizmini besleyip destekleyenlerdir. O nedenle diyoruz ki halkımızın, bölge halklarının ve insanlığın başına bela olan bu faşizm belasından kurtulmak için en geniş demokratik güç birliğini esas alarak aynı 14 Temmuz Direnişçileri gibi direnelim! Bugün Faşizme karşı direnmek için koşullar ve imkanlar her zamankinden daha fazla bulunmaktadır. Ortaya çıkan mücadele ve örgüt deneyimi ve bu deneyimi zenginleştirerek büyüten direniş gerçeği bizim en büyük gücümüzdür. Bu gücü en etkili bir şekilde değerlendirmek insanlık için canlarını verenlerin anısını yaşatmanın biricik yolu olmaktadır. O nedenle de gün en geniş demokrasi bloğu temelinde birlik olma ve özgürlüğü kazanarak faşizmi asar- i atika müzesine gömme günüdür. Bunun gerçekleşebilmesinin ön koşullarından birisi de faşizme karşı mücadeleyi ilkesel olarak yaşamının gerekçesi sayan Önder Apo’nun özgürleştirilmesidir. Eğer bugün İŞİD’e karşı mücadeleyi mayalayan 14 Temmuz Ruhu yaşıyorsa, bu da ancak Önder Apo’nun şehitlerin özgürlük özlemini hangi koşul altında olursa olsun mutlaka gerçekleştirme ilkesinin sonucudur.
14 Temmuz şehitlerinin anısı tüm demokrasi güçlerinin faşizme karşı mücadele birliğini emretmektedir.
14 Temmuz şehitlerinin anısı mücadelemizde yaşadığı gibi, 14 Temmuz Ruhuyla mücadelemizi yükseltip tüm görevleri başarmanın zamanıdır.