Türkiye halkları ve demokrasi güçleri de baskılar karşısında kendi kendini yönetme kararı alan ve saldırılara karşı öz savunma yapan tüm il ve ilçelere sahip çıkmalıdır.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı
18 Ağustos 2015
Türkiye halkları ve demokrasi güçleri de baskılar karşısında kendi kendini yönetme kararı alan ve saldırılara karşı öz savunma yapan tüm il ve ilçelere sahip çıkmalıdır.
Türk devleti Kürt halkına, Kürt halkının siyasi iradesine azgınca saldırmaktadır. AKP hükümeti ne Kürt sorununu çözüyor, ne de Kürt halkının örgütlülüğüne ve demokratik toplum karakterine tahammül ediyor. Baskı, tutuklama ve halkın demokratik iradesini kırma saldırısına karşı Kürdistan halkının kendi kendini yönetme kararına vahşice saldırıyor. Türkiye'yi demokratikleştirme iradesi gösterip adım atmadığı gibi, Kürt halkının yerel demokratik yapılanmasını devlet içinde devlet kurma olarak değerlendirip ezmeye çalışıyor. Açıkça “Benim merkeziyetçi, otoriter ve hegemonyacı siyasi sistemime boyun eğeceksiniz” diyor. Ölümle sonuçlanan çatışmalar kesinlikle halkın demokratik iradesine karşı bu despotik devletin saldırıları nedeniyle yaşanmaktadır. Nasıl ki 1990’lı yıllarda halkın serhıldanlarına karşı vahşice saldırılmışsa, şimdi de aynı politika sürdürülmektedir.
AKP devletinin polisi her gün bir il ve ilçede birkaç sivil insanı katletmektedir. Yine çatışmalarda şehit düşen gerilla cesetlerine insanlık dışı uygulamalar yapmaktadır. Bu insanlık dışı saldırılarını Varto’da yoğunlaştırmış bulunmaktadır. Varto’da şehit düşen bir kadın gerillanın çırılçıplak soyularak teşhir edilmesi AKP'nin Kürt düşmanlığını ne düzeye vardırdığını göstermektedir. Bu uygulamalar, 1990’lı yılların kirli savaş dönemine dönülmesi anlamına gelmektedir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her günkü konuşmaları bu kirli savaşın daha da arttırılacağını ortaya koymaktadır.
Varto’da hem sivillerin hem de gerillanın katledildiği ve cesetlerinin parçalandığı haberleri gelmektedir. AKP hükümeti sivil ve gerilla ayrımı yapmadan hunharca katletmekte ve cesetleri ahlaksızca tahrip etmektedir. Tayyip Erdoğan bu katliamların süreceğini ve kendilerine karşı direnenlere bu uygulamaların yapılacağını açıkça söylemektedir. Kıyamete kadar savaşı sürdüreceğini söyleyerek Türkiye'yi tam bir kıyamete sürüklemektedir. Eğer bu dizginlenmemiş faşist karakterli kişilik durdurulamazsa Türkiye'de savaşın giderek tırmanacağı anlaşılmaktadır.
Bu durumu engellemenin tek yolu, Varto, Gever, Cizre, Silopi, Silvan, Nusaybin başta olmak üzere özyönetim oluşturup kendi kendini yöneteceklerini söyleyen tüm il ve ilçelere sahip çıkmak gerekmektedir. Kürtler her yerde ayağa kalkarak bu saldırılara karşı durmalıdır. Kürt halkı hiçbir yerde saldırılar karşısında yalnız bırakılmamalıdır. Gün, kültürel soykırımcı sömürgeci faşist saldırılara karşı demokratik direnme hakkını kullanma günüdür.
Türkiye halkları ve demokrasi güçleri de baskılar karşısında kendi kendini yönetme kararı alan ve saldırılara karşı öz savunma yapan tüm il ve ilçelere sahip çıkmalıdır. Kürt halkı yalnız bırakılmayarak Türkiye halkıyla Kürt halkının birliği güçlendirilmelidir. Kürdistan halkı sadece ve sadece meşru yerel demokrasisini oluşturmakta ve kendi kendini yönetmeye çalışmaktadır. Demokratik özyönetimler Türkiye'nin birliğini güçlendirme adımlarıdır. Kürt halkının kendi özyönetimini ve yerel demokrasisini kurmaktan başka bir amacı yoktur. Demokratik özerkliği bölücülük olarak gösterenler Kürt sorununda çözüm politikası olmayanlar ve halkın mücadelesini ezmeye gerekçe yaratmak isteyenlerdir.
Türkiye halkı ve demokrasi güçleri, Türk devletinin Kürt halkının demokratik iradesine saygılı olmasını sağlama mücadelesi vererek çatışmaların derinleşmesinin önüne geçmelidir. Kürt halkının demokratik iradesine saygı barış ve istikrar demektir. Kürt halkının demokratik iradesine saldırılmadığı taktirde Kürt halkının ve gerillanın da çatışma içine girmeyeceği bilinmelidir. Bunun için de AKP'nin Kürt halkına karşı yürüttüğü savaş politikalarına karşı çıkılmalı; Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun halkın kendi kendini yönetmesine dayalı demokratik siyasal çözüm mücadelesi geliştirilmelidir.