şehidi yaşamak demek; ülkeyi yaşamak, halkı yaşamaktır. şehidi yaşamak, parti ve önderliğini yarattıkları tüm değerlerle yaşamak ve savunmaktır.
PKK YÜRÜTME KOMıTESı
10.11.2015
şehidi yaşamak demek; ülkeyi yaşamak, halkı yaşamaktır. şehidi yaşamak, parti ve önderliğini yarattıkları tüm değerlerle yaşamak ve savunmaktır. Toplumsal değerlere hoyratça saldırıldığı bir ortamda o değerleri savunmamak, ahlaktan ve politikadan yoksun olmak demektir. şehitliklere, şehit cenazelerine ve halkımıza dönük ahlaksızca ve acımasızca saldırılar, ancak ve ancak ahlaki ve politik toplum gerçekliğine ve onun öz savunma örgütlülüğüne ulaşmakla boşa çıkarılabilir. Bu da şehitler gibi yaşamak, onlar gibi direnmek, onlar gibi örgütlü ve eylemli olmakla mümkündür.
Bir halk eğer kölelik koşullarında ise, bundan ancak mücadele ederek, yani sürekli eylem halinde kalarak kurtulabilir. Elbette her eylemin sonuçları ve bedelleri olur. Ancak bilinmelidir ki, eylemsizlik çürümedir! Kesin olan şudur; eğer bir halk örgütlenir ve eyleme geçerse, kendi kaderini baştan sona değiştirebilir. Kürt halkı da kölelikten beter bu yaşamı özgür kılmak için en değerli evlatlarıyla eyleme geçerek büyük bedeller ödemeyi göze aldı ve özgür yaşam yolunda büyük mesafeler kat etti. Tek bir damla kan boşa akıtılmadı. Tek bir can yok yere verilmedi. Her eylem, her bedel, her şehit Kürt halkını daha özgür, daha bilinçli ve daha onurlu kıldı. O nedenle denilebilir ki, belki de hiçbir halkın kurtuluş tarihinde kıyaslanmayacak kadar Kürdistan halkının kurtuluşu tarihinde özgürlük mücadelesinin şehitlerinin özel bir yeri ve anlamı vardır.
Unutmamak gerekiyor ki; her devrimsel adım, her eylem, her şehadet hakikatimiz olan özgür yaşama, özgür topluma ve özgürleşen insana doğrudur. Önder APO’nun dediği gibi “Büyük eylemin sahibi olmayanlar, anlamlı ve özgür yaşamı da kazanamaz.” Çünkü özgürlük, bütün sonuçları göze alınmış eylemlerle mümkün hale gelebilir.!..
Buna Göre;
1982 yılının Kasım ayında Hezil çayını geçmek isterken pusu sonucu çıkan çatışmada şehit düşen Partileşme dönemi kadrolarından Dersim doğumlu Cahit Dayan, Elazığlı Fuar Ertürk, Hozatlı Musa ılk, Dersim Nazmiyeli Hasan Özçelik, Mardin Midyatlı Mehmet Beşir Aksoy, Amed Liceli Veysi Hantaş ve Elazığlı Veysi şimşek yoldaşları saygı ve minnetle anıyor, özgür ülke hayallerini gerçekleştireceğimizi belirtiyoruz.
1982 yılının 2 Kasımında Cizre Hasena’da girdikleri çatışmada şehit düşen ve “Hesena şehitleri” olarak belleklere kazınan şırnax idilli Celal Hoca-Ramazan Gezginci, Mardin Derik doğumlu 1985 yılı katılımlı Dijwar-Mustafa Abdullah, Pazarcıklı 1985 Avrupa katılımlı Doğan-Seyit şenpınar, Elazığlı olan 1984 yılı katılımlı ıbrahim-Aydın Bulut, Silopili olan Sait-Süleyman Bozkurt, Derik doğumlu Xelil-Ahmet Hüseyin ve Aslen Mardinli olan Lübnan doğumlu 1986 yılı katılımlı Xeyri-Mustafa Muhammed yoldaşları hiç unutmayacak ve Kürdistan’ın her karış toprağını özgürleştirerek cennet güzelliğinde olan coğrafyamızı he türlü saldırıya karşı ekolojik bilinçle koruyacağımızın sözünü veriyoruz.
12 Kasım 1990 yılında Kars Kağızman’da şehadete ulaşan Ardahan doğumlu Azad-Kemal Markoç, Muş Vartolu Berivan-Türkan Temel ve Doğan yoldaşları saygıyla anıyor ve bu toprakların felaketi haline getirilmek istenen lanetli ihanete karşı kutsal özgürlük aşkıyla sonuna kadar savaşacağımızın sözünü veriyoruz.
5 Kasım 1993 yılında Amed-Karacadağ’da şehit düşen Mardin Mazıdağlı Rewşen-Hamdiye Yıldız, Viranşehir doğumlu Zinarin ve Çınar doğumlu Adar Çınar yoldaşları saygı ve minnetle anıyor; dili, kimliği ve zihniyeti özgür bir yaşam ve toplum olarak onurlu yaşamdan zerre taviz vermeyeceğimizin kararlılığını ifade ediyoruz.
14 Kasım 1994 yılında Cudi dağı Qurse Keça’da düşmanın teknik gücüne karşı iradeleriyle direnen yiğit Kürt kadınlarından 1989 yılı katılımlı Uludere doğumlu Mahabat-Leyla ıklim, Urfa Halfetili 1989 yılı katılımlı Ruken-Zöhre Öcalan ve Mardin Midyat doğumlu 1992 yılı katılımlı Zelal-Emine Arslan yoldaşların direnişine bağlı kalarak “jin jiyan azadi” şiarıyla inkâr ve imhaya karşı özgür kadın çizgisinde mücadeleyi zafere taşıyacağımızın sözünü veriyoruz.
6 Kasım 1997 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesinde bir eylem sonrası kuşatıldıkları evde “berxwedan jiyane” sloganıyla son kurşununa kadar direnen ve PKK militanının fedailiğini son bombayı kendilerinde patlatarak bir kez daha dosta düşmana gösteren Nusaybinli 1990 yılı katılımlı Mıhelmi halkından olan Beritan-Sibel Oğraş, Nusaybin doğumlu 1991 yılı katılımlı Çırav-Züher Bilgiç ve Amed’in Kulp ilçesinden olan 1995 yılı katılımlı Hasan-Kudusi Adsız yoldaşların şehadetini saygı ve minnetle anıyor; renklerin, seslerin, kültürlerin ve kimliklerin diyarı Kürdistan’da Demokratik Ulus zihniyetiyle farklılık içinde ama özgür ve birlikte yaşamayı başarma sözümüzü tekrarlıyoruz.
11 Kasım 1998 yılında Amed’in Kulp ilçesinde Faşizmin en kirli, en ahlaksız ve acımasız yöntemlerinden biri olan kimyasal gaz kullanımına maruz kalan ve şehadete ulaşan Agir-Yakup Güler, Aziz-Nurhak Uğurlu, Cahit-Ekrem Bozkurt, Cemşit Adıyaman, Gabar Batman, Garzan-Ümran Karataş, Hasan-Hasan Ali Bindal, Hawar-Cengiz Bitkaya, Kahraman Özer, Kahraman-şehabettin Irmak, Merwan-Mahmut Durmuş, Merxas Muş, Nezir Ertuğrul, Numan-Metin Narçiçek, Özgür-Haki Kızılkaya, Rızgar Mardin, Samet-ılhan Yakut, şehmus-Yılmaz Pasin, Xemgin-Beşir Karakuş yoldaşları saygıyla anıyor, Faşizme karşı Demokratik sosyalizm inancıyla mücadeleyi yükselteceğimizi ve tüm zulümlerin hesabını sorarak faşizmi yenilgiye uğratacağımızın kararlılığını ifade ediyoruz.
14 Kasım 1999 yılında geri çekilme sürecini fırsata çevirmek isteyen düşman pususunda önderlik çizgisinde direnip Kurtalan ovasını direniş merkezine dönüştürerek şehadete ulaşan Batman’lı 1990 yılı katılımlı Serdar-Seyfettin Rüzgar, Kızıltepe doğumlu 1996 yılı katılımlı Serkeftin-Nejla Salman, Amed kulp’lu 1999 yılı katılımlı Sinan-şakir Bayram, Amed Liceli 1993 yılı katılımlı Nurhak Lice-Ruşen Erkıran, Amed Kulplu olan 1999 yılı katılımlı Mazlum Amed, Amed Eğilli 1993 yılı katılımlı Jir-Asım Aydeniz, Farqin doğumlu 1995 yılı katılımlı Dijwar-Tevfik Çiftçi, Amedli 1997 yılı katılımlı Canfeda-Ferdi Ödemiş, Mardin Derikli 1995 yılı katılımlı Berivan-Zübeyde Kaplan, Siirt Kurtalanlı 1991 yılı katılımlı Baran-Bayram Seven ve Agit yoldaşları saygıyla anıyor, gerillayı her alana yayarak halkımızın biricik meşru savunma gücü olarak büyütme sözünü veriyoruz.
4 Kasım 2011 yılında Siirtin Eruh ilçesi yakınlarında bir göreve giderken pusuya düşen ve son kurşunlarına kadar savaşıp şehit düşen Mahabat doğumlu 2006 yılı katılımlı Zana-Kemal Muhammedi ve Urfa doğumlu 2004 yılı Avrupa katılımlı Sipan-Güven Öcalan yoldaşları minnetle anıyor, bağlılık sözümüzü yineliyoruz.
Bağlılığı, o şen gülüşü ve militan savaşçılığıyla hiç unutulmayacak olan fedai komutanlardan biri olan Ferhat Hakkari-Tahir çelik yoldaşın 1 Kasım 2012 yılında 4 yoldaşıyla beraber hava saldırısı sonucu yaşanan şehadetinin önünde saygıyla eğiliyor, her daim militan duruşunu esas alacağımızı belirtiyoruz.
6 Kasım 2012 yılında şırnax Elke’de şehadete ulaşan Efrin doğumlu 2002 katılımlı Rızgar şahin-ısmail Sido yoldaşı saygıyla anıyor, bağlılık sözümüzü yineliyoruz.
14 Kasım 2012 yılında Geliye Teyare’de çıkan çatışmada 3 yoldaşıyla birlikte şehit düşen Bitlis Tatvan doğumlu Botan Erdal-Cezmi Altınbaş yoldaşı saygıyla anıyor, devrime olan tutkusunu esas alarak Kürdistan Devrimini gerçekleştirme sözümüzü veriyoruz.
Sonuç Olarak;
Başta Kasım Ayı şehitleri olmak üzere binlerce şehidimizin sayesinde bugün gerçekleşen tarihi gelişme şudur; eski yaşam artık aşılmıştır. Artık yeni bir yaşamın içinde, ulusal direnişe bütün toplumun katılım gösterdiği bir dönemdeyiz. Kaybettiğimiz her şeyi kazanabileceğimiz bir mücadele içindeyiz ve şehitler bunun biricik yaratıcılarıdır. Tüm kazanımların gerçek sahipleri olan mücadele şehitlerimize bağlılığımızı özerk Kürdistan’ı inşa ederek kanıtlayacak ve halkımızı özgür yaşama kavuşturacağız!
Başta Kürt gençleri olmak üzere herkesi daha fazla özsavunma, özyönetim ve toplumsal inşa çalışmalarına çağırıyor, selam ve saygılarımızı iletiyoruz.