Türkiye siyaseti Kürtlüğün aşağılanarak yok edilmesi ve değerleri çalınarak Türklüğü katılması üzerine inşa edilmiştir...
Fidan NURHAK
İnsan varlığı, beklenmeyen ama yapılması gerekenleri beklenmeyen zamanda yapmakla farkını koyar. Türkiye siyasetinde nadiren de olsa bu durumlar görülüyor. TBMM’nde sayısal olarak küçük olsa da nitel olarak büyük değişimleri zorlayan bir grup vardır. Bir de değişim yapmak bir yana yaptığı faşist çıkışlarıyla değişimi tersten zorlayan kimi duruşlar var. Bu duruşlar çoğunda zıt oluşumları hızlandırıyor.
Kürt sorununun çözümüne yönelik söylemlerin çalkaladığı ulusalcı parti CHP bir ortak konsensüs gereği diyaloga kimi vurgular yaptı. Buna rağmen içten gelişen kimi çıkışlar faşizmin CHP’de oldukça güçlü örgütlendiğini gösteriyor. Başkanı ve başkan yardımcısı kendi onurlarını terk etmiş Kürtlerden oluşan Türk ulusalcısı bir parti ancak faşizmi ve homojenleşmeyi dayatabilir.
CHP’deki Kürt vekiller parti başkanına bakarak bir gün başbakan olma hayalleri de kurabilirler. TBMM’de yaşananlar bunun Türkleşmekle dahi mümkün olmadığını gösteriyor. BDP dışındaki partilerde yer alan Kürt vekiller şunu iyi biliyorlar. Konum(suzluk)larını korumak için her gün dile gelen hakaretlere, yok sayılmalara, onursuzlaştırmalara ve azarlanmalara rıza göstermektir. Türk olmak yetmemektedir. Onlar CHP ve AKP’nin şamar oğlanlarıdır. Kendilerinden nefret etmelidirler. O da yetmemekte kendini aşağılamak, her gün kendini lanetleyerek Kürtlüğü kendi ruhunun derinliklerinde, hücrelerine kadar bitirmek gerekmektedir.
Kürdistan özgürlük mücadelesi TBMM’ne Kürt varlığını kabul ettirdi. Şimdi bu varlığın özgür yaşaması gerekliliğini öğretmeye çalışıyor. Bu devrimsel bir süreçtir. Sadece Kürtler açısından değil Türkiye’deki tüm halklar nezdinde bir devrimsel süreçtir. Kendisi dışındaki oluşların özgür varlığını kabul etmek, onlarla özgür yaşamaya meyletmek tabi ki her varlığın kendisini anlamlı kılmasının da bir gereğidir. Bu, özgürlük anlayışıyla bağlantılıdır. Buna rağmen kimi vekillerin faşizm çığlıklarını yükseltmesi içinde debelendikleri bataklığı gösteriyor.
CHP’li kadın vekilin sarfettiği sözler yüreğinin ve beyninin kirliliğindendir. Belli ki kadınlıktan da hiç nasiplenmemiş. Ya da etrafındaki diğer kadın vekillerin direnişlerinden, onurlarından da hiç bir şey anlamamış. Bilcümle sözler yüreğin taşmasıdır ve o yürek fazlasıyla kirlidir. Bir bataklıkta yüzmektedir. Buna mukabil onu alkışlayan vekiller bataklığın kendisidir. Faşizmin sarhoş ettiği sistem kullarının yaşadığı kirlilik daha da büyüktür. İstifasını veren CHP’li vekil Salih Fırat’ın sözlerden çok alkışların etkili olduğunu söylemesi bu gerçeğe işaret etmektedir. Bir anlamda kirliliğin ve bataklığı fark etmektir Fırat’ın yaşadığı. Tabi yeni bir bataklığa mı gireceği yoksa arınma kararı mı vereceği zaman içinde belli olacaktır.
PKK kurucularından Sakine Cansız’ın ailesine taziye ziyaretine giden CHP’li vekil Aygün’e söylenen sözler istifa gerekçesiydi, olmadı. Belli ki kırılgan noktayı tamir için epey çaba harcandı. Beklenen istifanın CHP Adıyaman vekili Salih Fırat’tan gelmesi tamirin işe yaramadığını gösterdi. O sözleri ve alkışları reddetmenin anlamı var. Kürt varlığı ve özgürlüğü, Türkiye siyasetinin kırılgan noktasıdır. Kürt vekiller o partilerde yok sayılmaya ve hatta aşağılanmaya şaşırmamalıdır. CHP’li kadın vekilin sözüyle AKP genel başkanı aynı teldedir. MHP ise çürümüş teranelerde ısrar etmektedir. Tüm parti tüzükleri bu temelde kendini var etmektedir. Yok sayılan nesnelere her tür saldırı mubahtır.
Türkiye siyaseti Kürtlüğün aşağılanarak yok edilmesi ve değerleri çalınarak Türklüğü katılması üzerine inşa edilmiştir. Tüm dengeler Kürt sözcüğüyle bozulmaktadır. Bir tek söz yeni dengeler kurmaktadır. Yüklenen anlamlardandır ki, tek bir söz anlam dünyasını tetiklemektedir.
Kırılgan noktalar kırılır. Kırılgan noktalar zaten kırılıp parçalanmıştır. Ama gizlenmiştir de. Ne kadar gizlenmeye çalışılsa da bu müdahaleler daha fazla deforme olmayı getirir. Bu noktalarda destek boş bir çabadır. Kırılganlığın kökeni çözümlenip karşılıklı varlık kabulleri olmadıkça, yapılanlar sahtedir ve faşizme hizmet eder.