Çakılıp kaldıkları için İslam’ın demokratikleşmesini sağlayacak güç Araplar değildir...
Binevş EDESSA
Ülkelerin akciğerleri ormanlarıdır denir. Öyleyse, toplumların akciğerleri de kadınlardır. Toplumu yaşanılır kılan, yenileyen ve onsuz olunmasını imkânsızlaştıranlardır kadınlar. Toplumların ve onu oluşturan tüm kesimlerinin yaşamsallığı da, toplumların yeni zamanları karşılayabilme gücüyle varolmaktadır. Bu da değişim demektir. Ortadoğu’da her an her şeyin değiştiği söylenir. Aslında bu pek de yerinde bir belirleme değildir. Ortadoğu’da değişim her an kendini dayatır ama her an gerçekleşmez. Bunun bedeli de çekilen acılar, katliamlar ve özellikler kadınların fikren, bedenen ve ruhen ölümleri olur. Hala gerçek değişimleri bekleyen çok şey vardır.
Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ın BDP heyetiyle yaptığı son görüşmede belirttiği bir konu, dönem ve Ortadoğu açısından çok önemlidir. Her ne kadar Rojava’da yaşanan son katliamlara ve her çeşit saldırıya baktığımızda yan yana getirmekte zorlansak da İslam ve demokrasi kavramlarının birlikteliği artık kaçınılmazlık noktasına gelmiştir.
İslam’ın yaratıcıları kendilerine kavm-i necip diyen Araplardır. Kürtler nasıl neolitiğe çakılıp kalmışsa, Araplar da İslam’a çakılıp kalmışlardır. Toplumlar onları vareden fiziksel ve metafiziksel gerçeklere sımsıkı sarılmakta, sarıldıkları şey değişim zamanına ulaştığında dahi vazgeçememektedir.
Çakılıp kaldıkları için İslam’ın demokratikleşmesini sağlayacak güç Araplar değildir. Araplar içindeki İslamcı örgütler, kendilerini İslam’ın temsilcisi gören cemiyetler ya da tarikatların İslam’ı demokratikleştirmesi mümkün değildir. Ortadoğu’da yaşanan savaşlar, katliamlar, batı işgallerine açıklık, ön önemlisi de kadınların durumu bu görüşü güçlendirmektedir.
El Kaide ve El Nusra gibi örgütler İslam’la birlikte, kadına ve tüm insani değerlere ihanet etmektedirler. El Nusra ya da benzer örgütlerin içindeki kadınlardan ya da bu çevrelerle ilişkili kadınlardan söz etmek gerekirse söylenecek çok şey vardır. En son cihat evliliği adı altında Ortadoğu’ya sunulanların, bir yozlaşma belgesi olduğunu kimse inkâr edemez. El Nusra’yı anlatan belgesellerde kadının durumu kapitalist modernitedeki metalaşmayı bile geride bırakmaktadır. Dinsel gerekçeler gösterilerek kadının fuhuşa ikna edilmesi, erkeğin tüm ahlaki değerleri yok ederek bu yolla kişiliksizleşmesi, sonuç olarak tüm toplumun kirletilmesi kesinlikle durdurulması gereken bir düşüştür. İslam’ın yozlaştırılması yoluyla Ortadoğu insanına saldırılmaktadır. Yozlaşmaya açık kapı bırakan yanlar, İslam’ın değişmek zorunda olduğu yanlarıdır.
İslam’ın demokratikleşmesinde en fazla rol üstlenebilecek olan toplum Müslüman Kürt toplumudur. Kürtler yaşadıkları coğrafya, yaşam anlayışı ve dönem itibariyle bölgesel öncülük konumlarından dolayı İslam’ın demokratikleşmesinde öncü rolü oynayabilecek tek halktır. Yaşanan sürecin eleştirel bir bakışla çözümlemesini ancak Kürtler yapabilecektir.
Kadınların Müslüman toplumlar içindeki rollerinin ve tüm düşüren ilişki biçimlerinin dinsel kılıf altında sunulmasından başlayarak kadına bakış açısının değişmesi şarttır. Bunu yapabilecek olan yine Kürtlerdir. Bugün insanlığın düşürülmeye çalışıldığı, odak noktası olarak Ortadoğu’nun seçildiği, bölgede Kürtlerin İslamcı güçlerle karşı karşıya getirildiği bir siyasi arena mevcuttur. Ortadoğu’da etnik olarak Kürtler, inanç olarak da İslam’ın başat rol oynadığını ve bu güçlerin yok edilmeye çalışıldığı bilinmektedir. İhanet örgütü El Nusra’nın bu kirli oyunu sürdürdüğü ve kadının yoğunca kullanıldığı da bilinmektedir.
Diyarbakır’da toplanması öngörülen Demokratik İslam konferansının bu güncel sorunsallıktan yola çıkarak tarihin derinliklerine inmesi, bugüne gelerek anlamlı ve inançlı yaşam formunu oluşturması şarttır. Bu konuda DTK’ye ve DTK içindeki kadınlara önemli roller düşmektedir. Geç kalınmaktadır ve her geç kalış, iktidar savaşı veren kesimlerin toplumumuzun inançlarını suiistimal etmesi için kapıyı daha da açmaktadır. DTK bu boşlukların doldurulmasına daha fazla açık kapı bırakmadan İslam’ın demokratikleşmesi konusunda girişimlerde bulunmalıdır.