TOPLUMSALLAŞABİLMEK

Toplumsal ilişkiler, yani toplumsallaşma sanıldığından çok daha zordur...

Mervan Darahinê

Toplumsal ilişkilere nasıl katılınır, toplumsallaşma nasıl gerçekleşir? Toplumsal ilişkilerde gözlemleyen gözlemlenen ilişkisi çok önemledir. Gözlemcinin yapacağı ilk iş toplumunu doğru gözlemlemek ve çözümleyebilmektir. Bu gözlemleme sırasında onun yaşam biçimini, kültürünü ve ahlakını öğrenmeye çalışır ve katılır. Katıldıktan sonra gözlemleyen de gözlemlenen pozisyonuna geçer. Esas mesele de burada başlıyor. Gözlemlenen çoğu zaman gözlendiğini fark ettiği an doğallığını yitirebiliyor. Kendini gözlemleyene göre oluşturma çabası içine girebiliyor. Burada gözlemlenende yapmacık, özünden uzaklaşmış, kendini farklı yansıtma durumları açığa çıkabiliyor. Bu durum yanlış olduğu kadar gözlemlenenin gözlemciyi hesaba katmadan atacağı her adımda bir kaos durumuna yol açabilir. O zaman yapılacak olan şey en optimal dengeyi yakalayabilmektir.

Toplumsal ilişkiler, yani toplumsallaşma sanıldığından çok daha zordur. Ve bundan kaçmak daha da zordur. Hele bu bizim gibi sömürgeciliği, soykırımı yaşayan bir toplum için çok daha ağır olmaktadır.  Bu yüzden toplumsallaşmaya güç getirebilmek çok önemlidir. İnsan olumlu söz ve davranışlarıyla toplum tarafından beğeni ve takdir toplayabilir. Tersten bir durumla da toplumu kendinden uzaklaştırıp yalnızlaşa da bilir. Burada insanın yapması gereken tekrardan toplumsallaşmak için çaba ve emek mi harcayacağıdır yoksa kendi bireyci kalıplarına çekilip kendini yaşayacağı mıdır? Sosyalizm iddiası olan insanların yapacağı tercih toplumsallaşma yönünde ise yapılması gereken sürekli bir ısrar, emek ve çabanın sahibi olmaktır. İlk, ikinci ve hatta yüzlerce toplumsallaşma yönünde atılacak adımda başarısız olunabilinir. Ama bu onu hakikatten geri adım attırmamalıdır. Her başarısız deneme başarılı bir adım için tecrübeye dönüşmelidir.

Sosyalizm bir insan bilimi ise bu yolda sürekli inançlı, umutlu ve moralli yürümek gereklidir.