Bizde bazıları bunu böyle ele almak istediler. Kendilerini devrimci savaşıma kapatarak kültürü bu konuda gerici ve giderek ...
Kültür bir savaş meselesidir. Kürt folkloru, oyunları bir savaş figürüdür, bir savaş oyunudur. Savaşın kendisi de bir oyundur. Clautsewitz'i okursanız, o da aynısını yazıyor. Ama ateşle oynamadır.
Kültürde belki fazla silahlar yoktur, ama kesinlikle o da bir savaştır. Kaldı ki kültürde şu ilkeyi kabul etmeliyiz; bizi savaşa bağlamayan hiçbir kültür değerimiz olamaz. Savaşa çağrı olamayan sanatçıyı, gerektiğinde cephenin en ön saflarında savaşıma götürmeyen sanatçılığı, kof bir sanatçılık olarak görmeliyiz. Bu bir ilkedir. Büyük sanatçı köle uluslarda özgürlük ateşini yakabilen ve gerektiğinde bu ateşte yanabilen kişidir. Kendimizi aldatmayalım.
Sanatçı kendi kendini bireysel tutkular içinde tüketen biri olabilir mi? Bu akla uygun olabilir mi? Bu kişi devrimci sanatı geliştirebilir mi? Kendini düşünen, kendini savaştan çıkaran bir kişi, savaşa yüreğini kapatır. Savaş; bütün çelişkilerin çözüm aracıdır. Savaş; büyük özgürlük tutkularını gerçekleştirme aracıdır. İnsan buna yüreğini kapatırsa, özgürlüğe nasıl ulaşır? Özgürlüğe çağırmayan bir sanat, nasıl devrimci bir sanat olabilir?
Bizde bazıları bunu böyle ele almak istediler. Kendilerini devrimci savaşıma kapatarak kültürü bu konuda gerici ve giderek oportünist bir araç haline getirmelerinden dolayı bu alanda neler yaşandığı iyi biliniyor. Örgütsüzlük, yozluk ve bireycilik yaşandı. Sonuçta Parti bunlara müdahale etmeseydi, yozlaşıp gideceklerdi. Bazılarının örneği açıktır. Eğer kişiliğini ulusal kurtuluşa verseydi ve gelip dağa çıkabilseydi, gerçekten bir ulusal kahraman olabilirdi. Ama bunun yerine neyi tercih etti? Düğün derneği, içki sofralarında oynamayı tercih etti. Sonuçta; zillet, düşkünlük! Eğer biz sanatla oynamak istemiyorsak, sanatın rolünün çok kötü bir karikatürünü çizmek istemiyorsak, en az silahlı savaşımı verenler kadar, sanatçının da bir savaşçı olduğunu unutmamız gerekiyor. Kesinlikle tanım böyledir.
Bütün dünyanın saygıdeğer sanatçı kişilikleri, uluslarının derin özlemlerine ve özgürlük savaşımlarına yürekleriyle, bunu bir kutsal tutku düzeyine getirerek yaklaştıklarında ortaya çıkarlar. Bu ilkeyi uygulamalıyız. Biz bu ilkeyi devrimci sanat faaliyetlerinde uygulatmak istiyoruz. Elbette bu da gerilla kadar gelişim ister. Biz nasıl gerillanın inşası geliştirilmesi, sevk ve yönetimi büyük olmalı zorundadır diyorsak, sanat birliği de bir savaş birliğidir. Onun da inşası, geliştirilmesi, sevk ve idaresi bir savaşçılığı gerektirir. Kendine özgü bir savaşçılıktır bu. Savaşçı ve sanatçı kişi köşesine çekilip rahata ulaşamaz. Bütün devrimci sanatçı kişilikleri inceleyin, yaşantıları ıstırap içindedir, ateş içindedir. Öyle olmazsa yaratıcılık gelişmez, arayış gelişmez.
Gerici sanat ögelerinin nasıl olduğunu biliyorsunuz. İbrahim Tatlıses'ten tutalım, bunun birçok ögeleri ortaya çıktı. Yılmaz Güney biraz devrimcileşmek istedi, ama başına neler geldiğini biliyorsunuz. İbrahim Tatlıses'i MİT her gün kullanıyor. Her gittiğimiz yerde birisi toplumsal kurtuluşa yönelmek istedi, kötü bir sonla karşılaştı. Ya da MİT'in hizmetine girenlerle karşılaşıldı.
O halde, tercihi doğru yapmak gerekiyor. Sanatçılığın da bir savaşçılık meselesi olduğunu bilmek gerekiyor. Kan ter içinde çalışarak sonuç alınabileceğini bilmek gerekir. Sanatçının sazıyla, savaşçının silahı ve namlusu arasında çok az fark vardır. İkisi de devrimi çağrıştırır, düşmana ateş kusar. Bu bağı da iyi anlamak gerekiyor. Devrimci kültür çalışmalarımızın zayıflığı, sanatın devrimci özden uzak, oportünistçe ele alınışından kaynaklanıyor. Onu aşmasını bilmek gerekiyor. Türkülerimiz aynı silah sesleri gibidir. Yani, halkı uyandırır ve savaşı çağrıştırır. Oyunlarımız adeta gerillanın hareket tarzıdır. Böyle değerlendirmek gerekir. Bu aşamada rolü budur. Eğer incelenir ve araştırılırsa, halk sanatımızın özünde bu yatar. Kendi hareketli, direnişçi ve savaşçı özelliği vardır. İnceleyin, araştırın bunu bulursunuz.
Sanatı modernleştirmek isteyenler, çağdaş halk savaşımlarına dönüştürmek isteyenler, özünü ancak bu şekilde tespit ederek ve gelişimi başararak, sanatı da ilerletebilirler. Bunu dışında, başka türlü olması mümkün değildir.
PKK Genel Sekreterliği