PKK Gerçek Kimliğine Kavuşma Yeridir

 Zaten dağ sürekli benim için aranan bir yerdi ve şimdi onu bulmuştum. Özlemime, çocukluk hayalime ulaşmış gibiydim. Bu bana güç veriyordu...

Şehit Nergiz CİZRE arkadaşın şehadetinden bir süre önce kendisiyle yapılan röportajdır…

Neden PKK saflarına katıldınız?

Daha küçük yaşlarda yoğun devlet baskısını yaşadım. Yaşım geliştikçe yaşamı bize sunulduğu gibi kabullenmedim. Çocukluğum yoğun bir mücadele sürecinde geçti. Bundan sonraki yaşamıma kendim karar vermek ve yaşanılır bir yaşamı kendi emeğimle yaratma gereğini hissettim ve bunu da ancak PKK saflarında bulacağıma inandığım için gerilla saflarına katıldım. PKK ile kendimize yeni tanımlar bulduk. İlk katılımımda arayış kadar tepkisel ve duygusal yönlerde etkiliydi. Dağa geldikten sonra kendime aradığım tanımlara bilimsel açıklamalar, cevaplar buldum. Aslında bunun yakıcılığını daha derinden hissettim.

PKK’ de sizi en çok etkileyen şey ne oldu?

PKK’ye ilk katıldığımda beni en çok etkileyen şey Kürt Halk Önderliğinin kadın yaklaşımıydı. Bir de PKK’nin en belirgin yönü insana verilen değer ve yaşanan yoldaşlık bağlarıydı. Burada yaşama karşı tek başınıza savaşmak durumunda değilsiniz. Her zaman paylaşabileceğiniz, yardım alabileceğiniz bir ortam var ve bu insanı çok etkiliyor. Kendinizi daha güvende ve güçlü hissediyorsunuz. Katıldığımda yaşça daha küçüktüm ama içine girdiğim ortam benim kısa sürede güçlü gelişmemi sağladı. Bu da PKK’nin insan yaklaşımından geliyordu. Zaten dağ sürekli benim için aranan bir yerdi ve şimdi onu bulmuştum. Özlemime, çocukluk hayalime ulaşmış gibiydim. Bu bana güç veriyordu.

Bugün Kürt toplumda ki kadın ile PKK’ de ki kadını karşılaştırdığınızda nasıl bir fark görüyorsunuz?

PKK bir arayışın sonucudur, gelinen yerdir. Eskiyi reddediştir. Yeniyi arama, hatta kendi emeğinle yaratmadır PKK. Toplumda ki kadın bugün eril sistem tarafından büyük bir düşüşü yaşıyor. Belki kadının suçu değil ama bu böyledir. Bu kölelik 5000 bin yıllık bir sistem gerçekliğinin sonucudur Toplumda düşürülmüş kadın PKK’de özgür kimliğine kavuşmuştur. PKK’de ki kadın bırakalım bugünkü Kürt kadınıyla karşılaştırılmayı en özgürüm diyen kadının bile öncülüğünü yapacak durumdadır. Tabi bu Kürt Halk Önderliğinin derin tarihi ve toplumsal çözümlemeleri sonucu gerçekleşmiş bir durum. PKK bu anlamıyla sadece bir ulusal kurtuluşçu hareket değildir. Zaten Önderliğimiz savunmalarıyla klasik ulusal kurtuluşçu ya da sol hareketleri de aştı.  O açıdan kadın sorunu tüm sorunların merkezindedir ve PKK kadını kadın özgürlük ideolojisiyle buna öncülük etmektedir. Buna karşın toplum kadını, kendi kimliğini doğru tanımlayabilmiş değildir. Gerçek bir özgürlük savaşı verebilmek için önce bunu aşması gerekir. PKK’de ki kadın örgütlülüğü buna öncülük etmekle ciddi bir misyon yüklenmiştir. Biz kendimizi çok idealize etmiyoruz. Bizim de mücadele yöntemimizde eksikliklerimiz olsa da bunu aşmak için yoğun bir savaşım yürütüyoruz. Bununla Kürt kadınını PKK’de bir özgür cins kimliğine kavuşturma ve doğal toplum değerlerinin yeniden yeşertilmesinde öncü duruma getirmek istiyoruz.

Sürgün yaşamından PKK de özgür kadın savaşımına yolculuk nasıl bir duygu?

Tabi sürgünün kendisi yok etmedir. Bununla da sonumuz hazırlanıyordu. Sürgünde yaşadıklarımız ancak böyle bir çıkışla cevaplansaydı boşa çıkarılırdı. Aslında klasik bir sürgün olayı da değildi yaşadıklarımız. Topyekûn bir imha hedeflenmişti. Yaşadıklarımız yeniyi yaratmada güçlü bir gerekçe oluyordu. Kedimizden uzaklaştırılmak istendikçe aslında bununla kendimizi bulmuş olduk. Bugün, neden sürgün edildiğimize daha derin anlam verebiliyorum. Biz, bize düşman gözüyle bakanlar tarafından kabul görmüyorduk. Bu da tersten okunduğunda şu anlama gelir. Biz kendimizin olduğumuz için kabul edilmiyorduk ki Kürt tarihi bunun gibi sayısız örneklerle doludur. Zaten bol ihanetli bir tarihe sahip olması da bundadır.

Son olarak dünya kadınlarına bir mesajınız var mı?

Ülkesinden sürgün edilen ve PKK’de gerçek kimliğini bulmaya çalışan bir kadın olarak, tüm kadınların gerçek kimliklerini bulmaları için ortak bir çatı altında birleşmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu toplumda ki tüm sorunların kaynağıdır. Tüm özgürlükler kadın özgürlüğünden geçer. Bugünkü savaşların son bulması, halklar ve cinsler arasında ki çatışmaların ortadan kalkması için kadın örgütlülüğünü zorunlu kılmaktadır. Çünkü bütün bunların altında bugünkü erkek egemen sistem yatmaktadır. Erkek egemen sistemin kökeninde cins çelişkisi vardır ve bu ortadan kalkmadıkça toplumsal düzeyde bir barışın sağlanması da mümkün değildir. İşte bütün bunlar bugün dünyada bulunan tüm kadın örgütlerinin birlikteliğine güçlü bir gerekçedir.