Diyarbakır zindanında 12 Eylül kara faşizmine direnen, insanlık değerlerin...
Nûcan NÛDA
“Lo lo hevalno!” Zindandan yükselip, dağların duruklarına ulaşan, bir çığlık gibi kulağa gelen bu stranı ilk dinlediğimde iliklerime kadar ürpermiştim. Sözün takatinin yetmediği yerde ses-ezgi meramın yükünü omuzlamıştı. İsyanla ağıt arası, acıyla öfkeyi harmanlayan bu stranın sözlerini tam anlamamış olsam da bir yoldaşın çığlıklaşan ağıtı olduğunu yüreğimin derinliklerine işleyen ezgisinden anlamıştım. Adeta Kürtlerin yüzyıllık yalnızlığını, acısını, öfkesini, kendisine sırt çeviren tüm dünya insanlığına sitemini dile getirir gibiydi. Daha ötesi kaybedecek bir şeyi kalmayanın tüm bedenini ortaya koyan yürekten kopan bir çığlık gibiydi…
Diyarbakır zindanında 12 Eylül kara faşizmine direnen, insanlık değerlerini ve onurunu korumak için canlarını ortaya koyan Mazlumları, Kemalleri, Hayrileri, Ferhatları başka hiç kimse bu kadar güzel anlatamaz, yüreklere, beyinlere bu denli derinlikli ulaşamazdı sanırım. Çünkü o seste, yiğitliklere, güzelliklere tanık olmanın, paylaşmanın, yoldaş olmanın direnci ve yüce yoldaşları yitirmenin derin acısı vardı. Ozan Mızgîn’i dinlediğimde ilk dikkatimi çeken sesindeki bu etkileyici yandı. Ozan Mızgîn tam bir sanatçıydı. Yani sanatın toplumla, siyasetle, mücadelecilikle, özgürlükle bağını kuran ender insanlardan biriydi. Mücadeleyle daha küçük yaşlarda tanışır. İlk siyasi faaliyetine Mazlum Doğan arkadaşın Batman’da kuryeliğini yaparak başlamıştır. 12 Eylül darbesinin ardından Ortadoğu sahasına çekilen grubun içinde yer alır. Lübnan’a Önderlik sahasına gider. Bu alanda bir süre kaldıktan sonra Önderlik tarafından Avrupa’da hem kültür- sanat faaliyetleri hem de halk örgütleme çalışmaları için görevlendirilir. Bu alanda Sefkan arkadaşla birlikte Hüner-Kom çalışmalarının örgütlemesi faaliyetlerini yürütür. Koma Berxwedan’a kendi sesi ve yorumuyla renk katar. Mücadeleyi, yoldaşların-halkın direnişini ve ülke özlemini stranların görünmez kanatlarına takar ve o güzel sesiyle insanların yüreğine, beynine ulaştırır. Şarkılarıyla ülkeye, öze dönüşe ve mücadeleye çağrı yapar.
Stranlarında kıble hep özgür ülke ve onurlu yaşamdır. “Hakikate ulaşmanın bir yolu” olarak sanata hakkını teslim eden ender sanatçılardan biridir. O yaşamın her alanına sanatsal bir perspektifle bakar. Kapitalizmin sanatı yozlaştırıcı, varlığına yabancılaştırıcı, bireyi tüketim dişlisine indirgeyen yaklaşımına karşı Mızgîn Arkadaş, “kendi olma” arayışında sanatı bir yol olarak esas alır. Bunun hakkını en iyi teslim edenlerden olur. Sanat ve mücadeleyle hakikat arasına bir köprü kurar. Savaşı ve mücadeleyi de sanatsal bir tarzda ele alır. Sanatçı, halkının öncülüğü için de mücadele edendir. Özlemini duyduğu özgür yaşamı herkesten önce gören, ifade eden ve yaşamda somutlaştırandır. Bu temel hakikate bağlılığın gereği Mızgîn arkadaş savaşma sanatında da oldukça başarılıdır. 1989’da Mardin eyaletinin ilk kadın eyalet komutanı olarak görev üstlenir, bunun onurunu taşır. Böylece Kürt kadın tarihine bir ilk düşer.
Kürt kadınlarının tarihsel özleminin ifadesi olur aynı zamanda. Ayşe Şanların, Meryam Xanların şahsında dile gelen trajediye dönüşüne denbejlik geleneği ile Zarifelerin, Beselerin direnişçiliğini kendi mücadelesinde buluşturur, somutlaştırır. Dengbejlik yaptığı için Amed’ten sürgün edilen, vasiyetine rağmen mezarı bile Amed’e getirilemeyen Ayşe Şan’ın trajedisi, Zarifelerin çığlıklaşan yalnızlığı Ozan Mızgîn’in kadın ordulaşmasına yürüyen mücadelesinde can bulur. Özgürlüğü arayan, “ kaderine” başkaldıranlar için geride izlenmesi gereken iz bırakır. Yol gösterici olur.
11 Mayıs 1992 yılında Bitlis’in Tatvan ilçesinde kaldığı eve yapılan baskında son kurşununa kadar çatışarak, ölümsüzler kervanına katılır. Artık kendisi ve mücadelesi stranların konusu olur. Yoldaşları onun adına mücadeleye olan tutkusuna stran yakar. “Lo lo hevalno!” stranındaki çığlık yerini, “Tu Mizgîna çiyayî Mizgîne Mizgîne/Rext li ser bejnê berdaye Mızgîne/Mizgîne/Strêka gerilleyî Mizgîne Mizgîne” stranlarına bırakır. Adı mücadeleye çağrı olur. Ağıt yerini direnişin ve başarmanın coşkun duygularına bırakır.