Şehrin Süvarileri

 

Ben Axin’im: Şehrin genç süvarisiyim

Güneş vurmuş selvisiyim / Kavganın en delisiyim…

Karakışta ekilmiş sarmaşıktır Çiyager...

Şiyar Amed

 

Onlar güvercinlerin dilini bilen eski zaman şehir çocuklarının emaneti olan onuru kanlarıyla kara taşlarına yazdılar…

 

***

Bu nasıl bir şehirdir / Bilebilmezem

Eski zaman yollarını / Gidebilmezem…

 

Bu nasıl bir ülkedir / Varabilmezem

Eski zaman günlerini / Görebilmezem…

 

Bu nasıl bir dünyadır / Sezebilmezem

Eski zaman sırlarını / Çözebilmezem…

 

Dört ayaklı minare

Selam söyle o yâre

Şehir kalbinden vurulmuş

Kar üstüne kan dökülmüş / Türlü türlü acıları / Yazabilmezem… Yazabilmezem…

 

Uygarlık oldu serap / Ne Şam kaldı ne Halep

 

Süleymaniye bir gözüm Hewlerdir diğer gözüm

Bana misafir diyenin nerdedir iki gözü

 

Gül üstüne gül / Söz üstüne söz olmuyor

Ferman üstüne ferman / Sayıp saymakla bitmiyor

Mardin kapı şen olmuyor

Şengal Dervişsiz olmuyor

Buralarda yar sevenin başı belasız olmuyor

 

Yiğit dediğin renginden değil cenginden cenginden / Şeref dediğin soyundan değil Şengalden geçer Şengalden…

 

Bacılarım kafeslerde taşınır / Köle diye pazarlarda satılır / Saraylarda meze diye anılır / Kavga vakti yar ne diye darılır / Bu nasıl bir yaradır / Sarabilmezem… Sarabilmezem…

 

Kapı kapıya bakar / Dicle Cizreye akar / Şehir yanar Mem yanar / Her yürekte Zin yanar / Bu nasıl bir yangındır / Sönebilmezem… Sönebilmezem…

 

Taş üstünde taş kalmasın / Baş üstünde baş demiş / Saraydan ferman vermiş / Yetmiş iki millete / Tek sözüyle kul demiş / Bu nasıl bir fanidir / Haşa ben ona he / Diyebilmezem…

 

Ben dertli bir kemanım / Kerkük için ağlarım

Baba Gur Gur deyince / Yoluna can adarım

 

Türkmen Arabım Kürdüm

Bin yerinden yaralanmış Kerküküm

Bin kez ölsem uğruna

Kardeşliğe billahi doyabilmezem…

 

Ben Axin’im: Şehrin genç süvarisiyim / Güneş vurmuş selvisiyim / Kavganın en delisiyim…

 

 

Şahlandırmış süvariler zamanı / Vermez artık zalimlere amanı / Ya Ali ya Muhammed eksik etme imanı…

 

Canım uğruna gürzdür / Rahşın yokuşu düzdür / Adı başımızda tacdır / Rüstemdir süvarisi…

 

Mahabaddır zafer andımdır

Sinedir Rojhılatı aydınlatan yanımdır

Hewramandır evrenin anlamıdır

Ferzattır öğretmenimdir

Şirindir idam sehpalarında gülümseyendir

 

Buluttan ata binmişler

Yiğitlerin şehristanına sürmüşler

Yedi kapısında yedi gül olmuşlar / Güllerim kan içinde / Derebilmezem… Derebilmezem…

 

***       

Karakışta ekilmiş sarmaşıktır Çiyager. Zamanın yelesine tutunmuş kasırgadır. Yeşil bakar dünyaya. Dicle onunla yeşil akar. Hevsel yeşil. Atlar neşeli koşar. Süvariler neşeli…

 

Bitmeyen bir destandır bu

Kobanéden Sura

Cizreden Şengale

Gelen bahar gibi

Sonu

MUHTEŞEM OLACAK!