Dağlara Sığmayan Bir Kahraman: Saadet

Dağlarla çevri bir cennet ülkesidir Dersîm...

Suyuna yüz süren, dağlarının esintisinde soluklananlar yaşamın sırrına erenlerden olur. Dersîm’in her bir karış toprağı öylesine yoğun ve derin yaşanmışlıklarla doludur ki, orada doğan, büyüyen tarihin içinden süzülüp geçmiş gibidir. Dersîm’in yiğit evlatları sığmaz dört dağ içine, dağ olur dağları aşar...

Saadet...

Rahime Kahraman yoldaş da kendine, Dersîm’e, Dersîm dağlarına sığmayıp dağ olup dağları aşan ve efsaneleşen yiğit bir Dersîm kadınıdır.

1960 yılında Dersîm Mazgirt’de dünyaya gözlerini açtığında, ülkesi halen yaralar içinde, yangınlar içindedir. Munzur Suyuna atılan canların çığlıkları ile yoğrulmuş ezgiler ninni olur kulaklarına...

Tarihle doğar, tarihle büyür...

Tarihi zamanla belirlenen kavramların ötesinde tutan bir neslin evladı olarak hafızasını her dem canlı tutar. Ailesi Dersîm katliamının birebir tanığıdır. Gözlerinin önünde köyleri yakılmış yıkılmış, can ülkeleri viraneye dönmüş, doğmayan bebeler ölümle tanışmış, kadınların bedenleri süngülenmiş; genç, yaşlı tüm canların kanı Munzur Suyunu kızıla büründürmüştür. Yaşanan bu vahşetler onları düşman karşısında kırmamış, yıldırmamıştır. Ruhları korkuya teslim olmadan direnmenin tohumları ile beslenmiştir.

Beklemişlerdir...

Sabırla, umutla, inat ve inançla...

Dağların anahtarlarını tekrardan onlara sunacak çocukların gelmelerini büyük bir umut ile beklemişlerdir. Ve o çocuklar geldiklerinde ellerindeki bir lokma ekmeği, başlarının altında tuttukları tek yastığı, bedenlerini örten yorganı, bedenlerindeki canı par etmeye hazır bir şekilde onları karşılamışlardır. Gerillayı öylesine içten bağırlarına basmışlardır ki, onlara kendi evlerinden çıkan biri gibi seslenmişlerdir: ‘Domane me!’

Yani ‘bizim çocuklar!’

Saadet arkadaş da bu yürekli ve kahraman çocuklardan biri olur. Genç yaşta ailesinden aldığı ahlaki yaşam anlayışının gerekliliğinin bilincinde yola koyulur. İlk yol arkadaşları da Saadet arkadaş kadar yürekli, onun kadar inançlı, iradelidirler. Bunlar ağabeyi Baki Kahraman, iradenin sembolleri Delil ve Mazlum Doğan’dır. Onlar Kürt halkının yaşadığı acıları, zorlukları, direnişleri yakından görmüş, vahşeti yüreklerinin derinliklerinde hissetmiş ve bunlara son vermenin yolunun halkın özgürlük umudu olan PKK’ye katılım olduğunu bilmişlerdir.

Saadet arkadaş, ilk yıllarında daha çok kurye çalışmaları yürütür. Bunun yanında özellikle kadınlara yönelik eğitim çalışmalarını örgütler. Duruşu ve hitabı ile dikkat çeken Saadet arkadaş, gittiği her yerde insanları özellikle de kadınları etkilemeyi başarır. Yürüttüğü milis çalışmaları deşifre olunca Saadet arkadaş gerillaya yönelir ve dağların yolunu tutar. Gerilla saflarında da gösterdiği kararlılık ve cesaret ile birçok kadını etkiler ve onların da gerillaya yönelmesine vesile olur. Böylece Dersîm dağları çocuklarını birbir kucaklamaya başlar. Bu dönemde düşmanın yönelimleri gittikçe yoğunlaşır, özellikle de 1 Eylül 1980 darbesi ile birlikte faşist cunta vahşetteki dozajını daha da arttırır. Saadet arkadaş için bir ideol ve öncü olan kardeşi Baki Kahraman da bu süreçte şahadete ulaşır. Saadet arkadaş yazdığı bir raporda o dönemleri şu şekilde dile getirir:

«... Sıcak çadırlar kurmuşlardı sömürgeciler, bir saat onun içinde bekleyenler bayılmış olarak dışa­rıya atılıyordu. Bizim zorluk çekti­ğimiz bu günlerdi, ama moralimiz canlı ve yerinde idi. 10.000 kişilik TC askeri ve 8 helikopter biz, iki kişi­nin peşine düşmüş, arıyordu. Bazen yiyecek almaya gittiğimde halk bizleri içeriye almaya cesaret edemiyordu, onları rahatsız etmek istemiyor­dum. Pencereden verdikleri ekmeği alıp giderdim. Barınakların çoğu açığa çıkmış, geri kalanlara da giremiyorduk. Bir gecede bir yer yaptık; hücre gibiydi, oturarak ancak iki kişi sığıyordu. 48 gün ve gece içinde kaldık. Vücudumuzda yaralar oluşmaya başlamıştı. Yiyeceğimiz su ve ekmekti, o da her birimize iki lokma. Yağmur iliklerimize kadar ısla­tıyordu. İlişkide olduğumuz bir köylü önemli yerlerden istihbarat getiriyor, düşmanın gücünü, ha­reket durumunu bize bildiriyordu. Elimizde kitap, kalem bile yoktu. Her zaman Mazlum aklım­da... İşkencesini, direnişini düşü­nüyordum. Düşmanın eli altında bu kadar güçlü direnişler oluyorsa...

Şehitler bilerek, son nefeslerine kadar direndiler. Ben niye direnmeyeyim? Hem de şimdi serbestiz. Baki şehit olalı daha 20 gün olmuş­tu. Tüm gözler bende idi. Onlara layık olmanın yolu direnmek, müca­deleyi yükseltmekten geçiyordu. Onların yokluğunu her an içimde hissediyorum. Çok erken­den acı çektirdiler bize. Bu acıyı gidermenin de her alanda müca­deleyi yükseltmek ve bilinçli direnmekten geçeceği açıktır. Onlar, halkımızın bağımsızlık yolundaki zorlukları direniş­leriyle aştılar. Bizlerin bu yolda daha güçlü ve kararlı yürüye­ceğimize, onların birer öğrencisi olacağımıza emin olsunlar. Her alanda gücüm oranında mücadele edeceğime dair verdi­ğim söz, şehitlerin ve direnenlerin sözüdür."

Daha sonraki süreçte Helwe Kampı’na geçen Saadet arkadaş, 1983 yılında Önderlik Sahası’nda eğitim gördükten sonra ilk gerilla gruplarında yer alarak Lolan’a geçer. Kısa bir süre Lolan alanında kalan Saadet arkadaş daha sonra Botan alanına doğru yol alır. Böylece Dersîm dağlarında başlayan özgürlük hikayesi Botan dağlarında devam eder.

1985 yılında Botan’a geçmeden önce bir süre Haftanin Kampında kalır. Orada kaldığı süreçte fedakarlığı ve casereti ile dikkatleri üzerine çeker. Gerillanın tüm imkansızlıklarına rağmen imkan yaratmasını bilen yaratıcı ve üretken bir gerilla olduğunu gösterir. Bu özellikleri ile hem kadın yoldaşlarının hem erkek yoldaşlarının üzerinde olumlu bir etki bırakır. Bu yüzden de çok kısa bir zaman içinde yanında bulunan tüm yoldaşlarının sevgisini kazanır. Saadet arkadaşa olan sevgi ve ilgi Botan alanına geçtiği süreçte de devam eder. Botan’da birçok kadın Saadet arkadaştan etkilenerek gerilla saflarına katılır.

Botan alanına geçtikten kısa bir süre sonra yani 22 Eylül 1985 günü Saadet arkadaş ve Sertaç arkadaş yeni katılım yapan savaşçıları almak için göreve giderler. Milis randevu yerine gecikir. Arkadaşlar yeni savaşçıları teslim aldıktan sonra yola çıkarlar. Şirnex’ın Avyan Köyü yakınlarında pusuya düştüklerinde her iki arkadaş da büyük bir kahramanlık sergileyerek çatışırlar. Bu iki kahraman arkadaş yalnızca düşmana karşı değil, kendi halkını hiçe sayan, gerillanın kanına giren Alixan Tatar’ın çeterleri ile de cenge tutuşurlar. Son mermilerine kadar savaşan Saadet ve Sertaç arkadaşlar burada şahadete ulaşırlar.

Saadet arkadaş, Kürdistan’ın mazisini ve geleceğini aydınlatan bir yıldız oldu. Ülkesinin üzerine karanlığın çökmesine bir an dahi izin vermedi. Dersîm’de yükselen çığlıklara ses vererek Botan’da yankılanan ses oldu...

 

Kod Adı: SAADET

Adı / Soyadı: RAHİME KAHRAMAN

Doğum Yeri: DERSîM MAZGİRT TEMAN

Anne Adı: ŞAHGÜL

Baba Adı: HIDIR

Katılım Tarih: 1978

Şahadet Tarihi ve Yeri:  22. 09.1985 / ŞIRNEX