ROTİNDA AMED
Yaşam denilen aleme damla damla akıp deryaya dönüşenleri anlatmak; anlattıkça yaşamın anlamına varmak en zor, en sancılı ama bir o kadar da güzel olan duygulardandır. Yüreğimizin derinliklerinde mayalanarak gelen sözcükler onları anlatmaya yetmese de dilimiz döndükçe o güzellikleri anlatmaya çalışırız. Güzeli anlatmak zordur. Hele bu güzel bir kadın ise bir devrimci ve kendisini ülkesine, halkına, inandıklarına adayan ise onu anlatmak çok daha zordur. İşte anlatılması zor olan yüreklerden biridir Delal Amed yoldaş. Onun güzelliğini, yiğit duruşunu, cesaretini, komutanlığını, insanlığını anlatmak hiç kolay değildir.
Delal Amed ya da adının anlamını bulduğu şekliyle ‘Delala Amedê’
Devrimin, mücadelenin hakkını veren yiğit kadın.
Devrim için, başka ve daha yaşanılır bir dünya için mücadeleye soyunmak cesaret ister. İnsan devrim mücadelesine başladığı andan itibaren ruhunun ve bilincinin güzel duygularla beslendiğini hissetmeye başlar. Güzel olanı yaratmak, bunları insanlığa sunmak ise zor ve irade gerektiren bir durumdur. Bu yüzden de özgürlük mücadelesi birçok insan için anlaşılmazdır. Bilinmezlikler ile dolu olan yaşamda anlam gücüne ulaşmak büyük bir devrimci karakteri farz kılar. Belki devrim hayallerinin gerçekleştiğini görmek için ömrü yetmez insanın ama ruhu ve bilinci hep o aşk ile dolu olur. Binlerce yıl da öyle olmuştur. Hele devrime soyunan bir kadın ise onun için mücadele başka bir boyutta seyreder. Kadın devrimcilerin keşfedilmeyi bekleyen birçok yanı bulunmaktadır. Kadın Özgürlük Mücadelemiz bu yüce kadınlarla gün be gün büyüdü ve PKK içerisinde iradeye, büyük bir örgütlülüğe ulaştı. Bunun için de kadınlarımız her alanda büyük bir mücadele, kavga verdiler. Binlerce güzel yoldaşımız bu mücadelenin, kavganın öncülüğünü yaparak özgürlük kervanına karıştılar. Bu kadınlardan biri de Zîlan yoldaştır. Önderliğimiz ilk defa ‘Zîlan bir tanrıçadır’ diyerek tanrıçalık kavramını Zîlan ( Zeynep Kınacı) yoldaş için dile getirmiştir. Tanrıçalık; zamanın ve mekânın ruhuna göre etrafını örgütleyen, iradeleştiren, doğruyu ve yanlışı kavratabilen, sevgi ve aşk düzeyinde mücadele yürüten ve birlikte yaşam kadar birlikte savaşma gücünü gösterebilen, öncü karakterleri tanımlamaktadır. Bu tanımlamayı ispatlanmış hakikatler olarak da ifadelendirebiliriz. Bizim mücadele gerçekliğimizde yüzlerce kadın yoldaşımız hakikat savaşçısı olmayı ve hakikat ile buluşmayı gerçekleştirmiştir. PKK ve PAJK’ın yarattığı özgürlük mekanlarında her bir yoldaşımız kendisi ile tanışmakta, özü ile buluşmakta ve değişim dönüşüm gerçekleştirerek XWEBUN olmayı başarmaktadır. Kırk yılı ardında bırakan; ‘bitti bitecek’ denilen her anda, her yeni güne daha da güçlenerek başlayan bir mücadele, gücünü en çok kendisi olmayı yani XWEBUN olmayı başaran militanlarından alır.
Tarihin derinliklerinde gizlenmeye, üstü örtülmeye çalışılan bir hakikattir kadın. Yok sayılan, üstü örtülen bu hakikatin gün yüzüne çıkması için ilmek ilmek mücadele yürüten Kadın Özgürlük Hareketimiz binlerce kahraman kadının dergahı oldu. Özgürlük dergahında güzellikle, iyilikle, doğrulukla özünü mayalayan kadınlar insanlığın umut ışığı olmayı başardılar. Bugün dünyanın birçok yerinde bu kadınların güzellikleri, savaşçılıkları, kahramanlıkları anlatılmakta, dilden dile dolaşmaktadır. Dünyayı değiştirebilecek irade, tılsım, enerji ve ruhun kadınların içsel yoğunlaşmalarında saklı olduğu gerçeğini her geçen gün daha iyi görebiliyoruz. Bu durum yaşanan her pratik gerçeklikte ve şehit düşen her bir kadın devrimci şahsında büyümekte ve somutluk kazanmaktadır. İşte tüm bu hakikatlerin beden, zihin ve ruhta somutlaştığı bir diğer kadın devrimci de Delal Amed yoldaştır.
Kimdir Delal?
Yolu özgürlük mücadelesi ile nasıl kesişti?
Hangi dağ patikalarına tarihin ve kadının ayak izlerini bıraktı?
Güzele meyil eden hangi yoldaşlarla omuz omuza verdi?
Özgürlük yürüyüşlerinde hangi dağ sırtlarına yaslandı, hangi yaşam suyundan yudumladı?
Delal yoldaşı tanımak istediğimizde bu ve buna benzer onlarca soru zihnimizden geçmektedir. Bildiğim, duyduğum, tanık olduğum kadarı ile Delal’i anlatmaya, onun güzelliklerini dile getirmeye çalışacağım.
Delal yoldaş, tarihi oldukça köklü ve zengin olan Mezopotamya coğrafyasının Dîjle ve Fırat sularıyla yaşam alanları yarattığı, Kürdistan’ın başkenti olarak ifadelendirilen, direnişin kalesi, Kürt Özgürlük Hareketimizin mayalandığı kadim şehrin, yani Amed’in çocuğudur. Birçok tarihçinin hayran kaldığı ve anlatımlarında yer verdiği bazalt taşlarıyla örülü olan surları, camileri, kiliseleri, sokakları halklara, inançlara, kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Bu anlamda Amed bir halklar, kültürler ve inançlar mozaiğidir ve tarih kokar. Böylesi bir şehrin çocuğu olmak Delal yoldaşa anlamlı ve güzel şeyler katmıştır.
Delal yoldaş, Amed gibi direngendi. Hiçbir zorluk, hiçbir bent onun önünde engel olmadı. Yaşamın en verimli çağı olarak nitelendirilen körpe zamanlarda yani yirmili yaşların başında girdi bu uzun soluklu, özgürlük arayışının yoluna. İlklerin birçoğuna tanık oldu, birçoğunun mayasını yoğurdu. İlerledi; bazen düştü bazen acıdı canı, bazen nefes nefese kaldı ama hiçbir zaman soluksuz kalmadı. Hep direndi. Çünkü o, Önderliğimizin özgür yaşam felsefesini öyle bir çekmişti ki ruhunun, yüreğinin derinliğine bu gerçekliği buradan söküp atmak için çetin bir savaş gerekirdi. Ve o, bu savaşı verecek kadar yürekliydi. Düşmanının üzerine gözünü kırpmadan, bir an bile olsa tereddüt etmeden yürüyebilecek kadar fedaiydi. Bu direngen ve asi duruş da doğup büyüdüğü şehrin ona kattığı bir özellikti. Çünkü Amed kökleri sağlam bir şehirdir. Birçok egemen güç bu şehrin sahibi olmak için çok büyük ve kirli savaşlar yürütmüştür. Tarihte olduğu kadar, bugün de Kürt düşmanları Amed’de etkili olmak için bin bir türlü oyun oynamaktadır. Dün olduğu gibi Amed bugün de köklerine sahip çıkıp büyük bir direnişin sahibi olmaktadır. Elbette Amed’i Amed yapan onun direnişçi ruhu ve gücüdür. Direniş yoksa Amed de yoktur. Delal yoldaş da o direnişin bir parçası olarak büyümüştür. Bu kentin çocuklarının çoğu düşman gerçekliğini tüm çıplaklığıyla görmüşlerdir. Bu olaylar da o çocukların hafızasına bir biçimiyle kazınmış, özgürlüğe tırmanmanın aslında önemli bir ilk adımı olmuştur. Onun için, Amed sokaklarında büyüyen her bir çocuğun illa ki bir hikayesi vardır. Her çocuk 12 Eylül cuntasının asker postallarıyla yaşanan zulmü evinde, sokağında veya hapishanede ya görmüş ya da büyüklerinden dinlemiştir. Delal de bu zamanın ve mekanın çocuğu olarak büyür. Mazlum Doğan’ın efsaneleşen ve Amed Zindanı’nda yükselerek Amed Surları’nda Zekiye Alkan ile özgürlük ateşine dönüşen ‘Berxwedan Jiyane’ sözleri Delal’in benliğinde yankı bulur. Benliğini saran bu özgürlük tutkusu ile yola koyulur. Önce gençlik çalışmalarında yer alır, o süreçlerde gerçekleştirilen birçok eyleme katılır. Vedat Aydınlar’ı katleden düşmanın halka yönelik saldırısına karşı düşmana geri adım attıran, pes ettiren halk direnişine tanıklık eder. Tüm bu yaşadıkları, tanık oldukları onu önemli kararlara götürür ve gerillaya katılır. Artık serhildan şehrinin kadını serhilder bir gerilla olur.
Delal Amed asi bir kadındı. Çünkü o süregelmiş cinsiyetçiliğin kadın üzerinde yarattığı parçalanmışlığa yetiştiği topraklarda da tanık olmuştur. Kadına uygulanan geri geleneksel dayatmaları, ilişkileri görmüş ve bu gidişata karşı çıkmak için yönünü özgürlük dağlarına vermiştir. Delal yoldaş direngenliğini ve asiliğini PKK içerisinde daha da büyütüp bir karakter haline getirmiştir. Bu dağlarda asiliğin bilince, güce ve iradeye dönüşeceğini bildiği için hemen hemen Kürdistan’ın tüm dağlarını arşınlayarak; Amed dağlarından, Dersîm dağlarına, oradan Garzan ve Botan’a kadar uzanan uzun soluklu bir serüvenin sahibi olmuştur. Kuzey Kürdistan topraklarının tümünü karış karış gezmiş, patikalarında ayak izlerini bırakmış, her çeşmesinden su içmiş, tüm asi kayalıklarına ve yüksek zirvelerine tırmanmıştır. Amed halkının isyankar yanını, Dersîm halkının direngenliğini, Botan halkının yurtseverliğini dağlarında dolaşa dolaşa kendi kişiliğinde güce ve karaktere dönüştürmesini bilmiştir. Yani asiliğine bilinç ve emek katmıştır. Böylece hem asi hem de bir o kadar güler yüzlü sempatik, sevilen bir kadın gerilla olmuştur. O hem içinde güzelliği barındıran çocuksu bir gülüşe hem de örgüt otoritesini hakim kılan bir karaktere sahip olmayı başarmıştır.
Delal yoldaş, Adaletin gerçekten kadın ile bütünlük kazandığını gösteren yoldaşlardandı. İster küçük isterse de büyük sorunlar ile basit ya da karmaşık durumlar karşısında yaklaşımı hep adalet ilkesi temelinde olmuştur. Sarf ettiği emeklerle ve gösterdiği anlayışlı yaklaşımlarla, karşısındaki insana her zaman güven duygusunu aşılamıştır. Kendini eğitmek, yeni şeyler öğrenmek, bilgisini derinleştirmek için harcadığı emek, onda bilince dönüşmüş ve karşısındaki insanda da inancın gelişmesine yol göstermiştir.
Nasıl yaşamalı ve nasıl savaşmalı? sorularının cevabını bulmak ve yaşamsallaştırmak için her daim kendisini geliştiren bir yoldaştı. Önderlikten edindiği tecrübelerle erkek egemen zihniyete karşı hem düşünsel hem pratik bir mücadele içerisinde yer almıştır. Bu mücadeleyi de kaba bir tarz ile değil daha incelikli yürüterek erkek arkadaşları da yoğunlaşamaya sevk etmeyi başarmıştır. Tüm bu yönleri ile iyi bir savaşçı, güçlü bir yoldaş ve öncü bir komutan olduğunu göstermiştir. Birçok kadın ve erkek arkadaş Delal Amed yoldaşın komutasında sorumluluk alma şansını yakalamıştır. O kavratıcı eleştirileriyle karşısında öz eleştirisel tutum ve değişime sevk eden bir komutandı. Delal yoldaşın öncülük duruşu ve davranışlarının biçim aldığı, yön kazandığı, örnek olduğu temel özellikler elbette parti ortamımızın yaşam ilkeleri ve en önemlisi de Önderliğin öğretme biçimi olmuştur. Delal yoldaş, Hakiler’in, Kemaller’in, Saralar’ın dergahında yol almış, onlarla yoldaş, gönüldaş olmuş; PKK ocağının ateşinde pişerek, binleşerek delal olmaya güzel olmaya yürümüştür. Delal’leşmeye yürümek bir anlamda aşka yürümektir. Çünkü aşka layık olmak için güzel (Delal) olmak, güzel olmak için iyi bir savaşçı olmak gerekirdi. Savaştıkça güzelleşenlerdendi o. Hani bazı tanımlara sığdıramazsınız ya insanı; Delal yoldaş da böyleydi. İyi bir militan, yoldaş, hakikat savaşçısı; savaşçısıyla omuz omuza veren doğru bir komutan. Zîlanlar’ın, Zinarlar’ın Erîşler’in Doğalar’ın gönüldaşı; kendi deyimi ile ‘emir eri.’
Delal yoldaş Zîlan yoldaşın izinde yürüyen onun emir eri olduğunu her adımında kanıtlayan bir fedai idi. Zaten Zîlan yoldaş ile aynı dönemde fedai eylem kararlılığına gider. Zîlan yoldaş 30 Haziran 1996 yılında Dersîm’de eylemini gerçekleştirdiğinde Delal yoldaş da eylem hazırlığı içindedir. 30 Haziran eylemi gerçekleştiği için arkadaşlar Delal yoldaşın eylemini durdurma kararı alır. O yine de bu kararlılığından vazgeçmez ve hep o iddia ile yaşama, mücadeleye devam eder. Önderliğimizin 15 Şubat 1999 yılında yaşadığı esaretten sonra birçok yoldaşımız Zîlanlaşmak, Zîlanca eylemin sahibi olmak istedi. Bu temelde örgüte dört bir yerden fedai eylem raporları yazıldı. Delal yoldaş da ‘96 yılında aldığı kararın sürdürücüsü olarak kendisini yeniden fedai eylem için önermiştir. O süreçte Önderlik hem fedai eylemleri durdurma çağrısında bulunmuş hem de paradigmasal değişim temelinde eylemsizlik sürecini başlatmıştır. Bundan dolayı da Delal yoldaş eylemini gerçekleştiremeden tekrardan görev alanına, merkeze dönmüştür. Delal arkadaş eylemini gerçekleştirmemiş olsa da fedai ruhundan ve kararlılığından bir an bile geri adım atmamıştır. Hep bir adım daha ileri hep bir adım daha önde olan adımlar atmış ve çok kısa bir zaman dilimi içerisinde fedailere yoldaş ve komutan olmuştur. O, Zîlan yoldaşın komutasında emir eri olarak yürüyen, onu yaşamı ve savaşıyla canlı tutmaya çalışan; devrimci sorumluluk bilinci ve fedailik yeminiyle, fedai yaşamın ve duruşun sahibi olmayı başaran bir komutan olmuştur.
Delal yoldaş tam bir kadın dostu ve yoldaşıydı. Kadın kurtuluş ideolojimizin büyümesinde, güçlenmesinde, irade kazanmasında, birlikte yaşama anlam katılmasında, özgün olma bilincinde çaba sahibi olmuş bir PAJK militanıydı. Kadınların gücüne inanır ve bu gücü örgütlemek için her türlü gerilikle savaşır, mücadele ederdi. Tabi karşısındaki insanda da geriliklere alternatif olan özgür kadın kimdir sorgulatmasını yaşatırdı. Özgün bilincin; bilmeyle, öğrenmeyle ve anlamayla gelişeceğine inandığı için sürekli kendini geliştirir, yanında yer alan yoldaşlarına da bu konuda büyük bir destek sunardı. Çocuk masumiyetindeki doğallığıyla ne düşünüyorsa paylaşan, espritüel, demokratik yanları önde olan kadın özlü bir yoldaştı. Yani hiçbir zaman düz, şematik, kaba, salt talimat veren bir komutan olmamıştır. Ama özünde gizli ve doğal bir otoritesi hep vardı. Sevecen ve güler yüzlü bir yoldaş olsa da gerektiğinde net, kaygısız ve keskin bir komutan olarak hareket ederdi. Bu yüzdendir ki onun bulunduğu yerde hem yaşamın renkliliği hem de örgütün otoritesi ve ağırlığı vardı.
Delal Amed yoldaşımız dönemin devrimci ruhunu kavramış, Devrimci Halk Savaşına inanmış, onun için kafa yormuş, bunun militanlarını oluşturmak için akademilerde dersler vermiş, savaşan her bir militana inanç aşılamıştır. Önderliğimizin 4. Stratejik dönem olarak nitelendirdiği 2010 yılından şehit düştüğü ana kadar bu anlayış çerçevesinde ordunun kadın komutanlığını, birinci dereceden sorumluluğunu üstlenmiştir. Dağlarda hem iyi bir savaşçı hem de verdiği her talimatın uygulayıcı komutanı olmuştur. Özellikle öz yönetim, şehir direnişleri olarak adlandırdığımız halkın irade beyanına gerilla cephesinden yapılabileceklerden fazlasını yapmak için büyük bir emeğin sahibi olmuştur. Bir yandan Rojava Kürdistan’ındaki direniş için gerilla gücüne ihtiyaç duyan bir halk gerçekliği, diğer yandan Kuzey Kürdistan şehirlerinde TC’nin soykırımcı-faşist saldırılarına dur demek için başlatılan öz yönetim direnişiyle gerilladan beklentilerin en üst düzeyde olduğu bir dönem gerçekliğinde Merkez Karargâh Komutanlığında yer almıştır. Kobanê savaşına kadınlı-erkekli birçok yiğit gerillaları yolcu etmiştir. Özgürleşen o topraklarda daha önce Önderlik eğitimi gördüğü için bizzat kendisi de gidip özgürleşen Rojava topraklarını görmüştür. 2015 yılı ile birlikte Kuzey Kürdistan’ın şehirlerinde başlayan Sur, Nusaybin, Gever, Silopi, Şırnak, Cizre direnişlerine gerilla olarak öncü kadrolar bakımından destek sunuldu. HPG, YJA Star deneyimlerini direnişçi gençler ve halkla paylaştı. Delal yoldaş bu sürecin komutanlığını hem Merkez Karargâh bünyesinde üstlendi hem de en son aşamada kendisi de bu sıcak savaşın komutasını yürütmek için yönünü Kürdistan’ın kalbine yani Botan’a verdi. Yaptığı her işe hakkını veren, yarattığı her eylemlilikle anlam yaratan kendisi ile birlikte yoldaşlarını da büyüten, çoğaltan yüce bir değer olduğunu bu yolculuğunda da gösterdi. Hayriler’in yaşam felsefesi ile kendini donatan ve bu inançla; ‘Botan halkına borcumuzu ödememiz gerekiyor’ diyerek yola koyulan, halka olan borcunu bir an bile unutmayan Kürdistan halkının ‘Delal’i oldu.
En son bulunduğu Botan sahasına, kendi istemi ve hatta dayatmasıyla gitti. Nucan ve Çiyagerlere, Zinarîn ve Saralara, Zeryan ve Mehmet Tunçlara bağlılığını göstermek ve onların intikamını almak için Botan saha komutanlık sorumluluğunu üstlenmek üzere yola koyuldu. Delal yoldaşın Botan sahasına gitmesi, birçok yoldaşına moral olmuş, halkta güven duygusu yaratmış, tabii ki düşmanda da büyük korkuya yol açmıştır. Onun içindir ki düşman, Delal yoldaş için birçok koldan harekete geçmiştir. Tüm teknik gücünü ve işbirlikçi güçlerini devreye koyarak Delal arkadaşı imha etmek için çaba sergilemiştir. Düşman için bazı şeyler anlaşılmaz bir gerçekliktir. Çünkü asla düşman kendi başkomutanlarını sıcak savaş alanlarına göndermez, gönderseler de bu komutanlar gitmez. İşte PKK’nin en büyük farklarından biri de burada ortaya çıkmaktadır. PKK’de komutan olmak demek; en ön safta yer alan, düşmana olmadık yerde büyük darbe vuran, şervanıyla şervan, komutasıyla komutan olan bir tarzın sahibi olmak demektir. Farkı mütevaziliğinde ve öncülüğündedir. Sadece söyleyen değil, önce yapan, yaratan, her koşulda çözüm geliştirendir. İşte tekrar tekrar ispatlanmış durumun bir somut örneği de Delal yoldaşımız olmuştur. Ordunun en başında komuta sorumluluğu aldığı bir vakitte gerektiği ve ihtiyaç duyduğu için savaşın kalbi olan bir sahaya tereddütsüz yol almış ve büyük bir heyecanla daha büyük başarılar için pratik sahaya gitmiştir.
Delal yoldaşın orada şehitler kervanına katılması bizler açısından büyük ve ağır bir kayıp oldu. Gidişine alışmadık ve alışmayacağız. Mücadele mirasında bize bıraktıklarıyla, bıraktığı yerden biz devam ettikçe, o hep bizim mütevazi, yol gösteren komutanımız olmaya devam edecektir.
Adı; kadın ordulaşmamızın ve kadın kurtuluş ideolojimizin gelişiminde verdiği emeklerle unutulmayacak bir öncü, bir komutan ve bir yoldaş olarak tarihimize yazıldı. Ondan öğrendiğimiz çok şey oldu, hala öğreneceğimiz çok şey var. O arkasında derin ve silinmez izler bırakarak yıldızlaştı. Delal yoldaş sadece şahadet yıl dönümlerinde andığımız bir arkadaş değil, öğrettikleriyle bize yol gösteren, yaşam anlayışıyla hep bizimle var olan, var olmaya devam edecek olan bir yoldaşımızdır.
Delal yoldaş yukarıda bahsettiğim tüm yanlarıyla benim için de hep var olacak. Ve hep var olması için fiziksel ömrümün yettiği kadar yol yürüyüşüme yani mücadeleye devam edeceğim. Ondan, onlardan aldığım tecrübelere, birikimlere onların yürek sevgisini de katarak mücadeleyi daha da büyüteceğim.
Bu vesileyle o dönemde şehit düşen tüm yoldaşlar şahsında bazı arkadaşları da anmayı bir borç bilmekteyim. Bu temelde kadın özgürlük tarihimizde adını önce yüreklerimize, sonra tarihin silinmeyen hafızasına yazdıran Berçem Cîlo, Gülnaz Ege, Evîn Amed, Diren Wan, Gülçiya Gabar, Nalîn Mûş, Helîn Gare, Delal Nurhak, Leyla Agirî, Reyhan Amude, Berîvan Zîlan, Raperîn Amed, Rojna Amed ve daha nicelerini büyük bir saygı ve sevgiyle anıyor, özlem dolu duygularımla anılarına bağlılığımın sözünü yenilemek istiyorum. Yine Delal yoldaş ile birlikte şahadete ulaşan Aze Malazgirt, Dîjle Erdem, Hozan Mizgîn, Egîd Özgür Ronî, Fırat Tolhildan, Ronahî Amed, Viyan Ruken, Viyan Mazlum, Zozan Herekol, Zozan Cudî, Dr. Şoreş, Ferhat Mamxurî yoldaşları da büyük bir saygı, sevgi ve minnetle anarak şehitler karşısında bir kez daha devrimcilik yaşamımda bu büyük ve değerli yoldaşlarımın yol yükünü, devrim yükünü de omuzlayarak yürüyeceğimin iddiasını belirtmek istiyorum.
Şehitlerimizde hakikate ulaşan bu ideoloji, bu bilinç, bu inanç, bu tarifi imkansız sevgi bağı var oldukça PKK hareketi ve onun içinde gelişen büyüyen PAJK kimliği önümüzdeki yüzyılların çözüm adresi ve hakikati olmaya devam edecektir. Bu temelde bir kez daha dile getiriyoruz JİN JİYAN AZADÎ!